Dijital oyun bağımlılığı ve gerçekliğin yitimi
Teknoloji, insanın doğayı ve zamanı kontrol altına almak için ürettiği en büyük araçlardan biri. Ancak ironik bir şekilde, teknolojiye olan bağımlılığımız zamanı kontrol etmek yerine, onu kaybetmemize neden oluyor. Dijital oyunlar, sosyal medya, kısa videolar ve sonsuz kaydırma mekanizmaları bizi ekrana kilitliyor, günlerimizi eritiyor ve farkında olmadan gerçek dünyadan koparıyor. Bu yeni bağımlılık biçimi, yalnızca fiziksel ve ruhsal sağlığımızı değil, aynı zamanda özsaygımızı, zaman algımızı ve toplumsal ilişkilerimizi de çökertiyor. Peki, ekrana bakarken neyi kaçırıyoruz?
Zaman Algısının Çöküşü ve "Dijital Mağara"
Platon’un meşhur "Mağara Alegorisi" gerçeklikle olan ilişkimizi anlatır. İnsanlar, bir mağarada zincirlenmiş gibi gölgeleri izlerken, dışarıda bambaşka bir gerçeklik vardır. Dijital çağda, ekranlar bizim yeni mağaramız oldu. Sonsuz içerik akışı içinde kaybolurken zamanı, deneyimi ve en önemlisi kendimizi unutuyoruz. Oyunlar, sosyal medya ve kısa videolar, beyni dopamin bombardımanına tutarak sürekli bir ödül döngüsü yaratıyor. Bu yüzden bir oyun bitince hemen yenisi başlıyor, bir TikTok videosu izlenince diğeri otomatik oynatılıyor. Bilinçli bir tercih yapmadan saatlerce ekrana hapsoluyoruz.
Günümüz sosyal medya platformları ve dijital oyunları, yapay zekâ tarafından şekillendirilmiş dikkat tuzaklarıyla dolu. YouTube, TikTok ve Instagram gibi platformlar, her bir hareketimizi analiz edip ilgimizi en........
© Milat
