menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne edersen kendine, edersin, kendi kendine

13 1
12.04.2025

Değerli okurlarım bugünkü yazıma bir hikaye ile başlamak istiyorum. Vaktiyle garip biri, bir köyden geçer iken, fırına uğrayıp, ekmek ister içerden, velakin parasını vermek istediğinde, bakar ki hiç cebinde parası kalmamış. Fırıncı onu bir dilenci zanneder, o an kalbinden geçirir “bıktım artık bunlardan’’ Allah’tan korkmayarak bir ekmeğin içine, bolca zehir koyarak, verir o zavallıya.

Hiçbir şeyden haberi olmayan o garip,“zehirli ekmeği” alıp gider oradan. Yolda, askerden yeni terhis olmuş, genç birine rastgelir. Genç acıkmış olduğunu söyleyince, ona merhametinden, acır , fırıncıdan aldığı o ekmeği ona verir ve oradan ayrılır. Hiç bir şeyden habersiz olan genç oturup, o ekmeği yiyerek, yürür evine gider. Lakin başlar içinde o zehirin tesiri ve başlar titremeye vücudunun her yeri. Artık son nefesini verirken o genç adam, der ki babasına: “Ben yolda açıkmıştım yolcunun birisinden, bir ekmek alıp yedim, ondan sonra, her yerim başladı titremeye. Bunu duyan fırıncı, başlar bir dövünmeye, der: “Eyvah, o........

© Milat