menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KONYA’ DA UNUTULAN BİR DEĞER; ŞEYHZADE AİLESİ 4

4 0
26.07.2025

ŞEYH MUHAMMED BAHAÜDDİN EFENDİ

Merhabalar Kıymetli Okurlar.

Yazıma öncelikle bir teşekkürle başlamak istiyorum. Nisan ayı içerisinde Seyyid Harun Veli ve onun Konya’dan Seydişehir’e uzanan güzergâhı üzerine gerçekleştirdiğimiz çekimler, geçtiğimiz haftalarda iki bölüm hâlinde yayınlandı. Bu vesileyle tebrik ve teşekkürlerini ileten tüm gönül dostlarına içtenlikle teşekkür ediyorum. Programların tekrarlarını YouTube üzerinden izleyebilirsiniz.
Kıymetli Okurlar,
Yazı dizimizin dördüncü bölümünde, aileye "Şeyhzade" unvanının verilmesine vesile olan Muhammed Bahaüddin Efendi’nin hayatını ele alacağız.

Bahaüddin Efendi, 1831 yılında Bozkır’ın Karacahisar köyünde dünyaya gelmiş, 1906 yılında Konya’da vefat etmiştir. Memiş Efendi’nin en büyük oğludur. Babası, Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden biri olduğu için, Bahaüddin Efendi'ye “Şeyhzade” denilmiştir. Bu unvan, zamanla Bahaüddin Efendi’nin çocukları için de kullanılmaya başlanmıştır. Zira eşi Ayşe Hanım, yine Nakşibendi tarikatının önemli isimlerinden olan Ödemişli Şeyh Hasan Kutsi Efendi’nin kızıdır. Böylece Bahaüddin Efendi’nin çocukları, hem anne hem de baba tarafından şeyh torunu olduklarından, "Şeyhzade" olarak anılagelmişlerdir.
Bahaüddin Efendi, ilmi ve tasavvufi eğitimini babası Memiş Efendi’den almış, onun 1852 yılında vefatından sonra “Halife-i Mutlaka” sıfatıyla irşad görevini üstlenmiştir. Ancak ne yazık ki Bahaüddin Efendi’nin hayatına dair elimizdeki bilgi kaynakları oldukça sınırlıdır. Genellikle kaynaklar, Memiş Efendi’nin 1852 yılında Çavuş köyünde vefat etmesinin ardından oğlu Bahaüddin Efendi’nin Bozkır’ın Hocaköy (bugünkü Üçpınar Mahallesi) köyüne yerleştiğini, burada yaklaşık on yıl müderrislik yaptıktan sonra 1862 yılında Konya’ya göç ettiğini belirtmektedir.

Ancak Muhammed Bahaüddin Efendi hakkında Ali Çoban tarafından yapılmış akademik bir çalışma olan “19. Yüzyıl Konya’sında Nakşibendilik” adlı eserde, farklı bir görüş ileri sürülmektedir. Çoban’a göre, Memiş Efendi’nin vefatından sonra Bahaüddin Efendi'nin Çavuş köyünde kaldığı ve burada müderrislik yaptığı düşünülmektedir. Açıkçası bu görüş, mantık açısından daha tutarlı görünmektedir. Zira Memiş Efendi vefat ettiğinde oğlu Bahaüddin henüz 21 yaşında, küçük kardeşi Hasan Kutsi ise sadece 5 yaşındaydı. Bilindiği üzere Hasan Kutsi’nin eğitiminden ağabeyi Bahaüddin Efendi sorumlu olmuştur. Bu durumda, ailenin babanın vefatından hemen sonra Çavuş’tan ayrılarak Hocaköy’e göç etmiş olması ve orada on yıl kaldıktan sonra Konya’ya gitmiş olmaları, zor bir ihtimal olarak görülmektedir.
Dahası, bu dönemde Memiş Efendi’nin önemli halifelerinden biri olan Şeyh Hacı Abdullah Efendi’nin 45 yaşlarında olduğu ve hocasıyla çok yakın ilişkiler içinde bulunduğu bilinmektedir. Memiş Efendi’nin cenaze işlemlerinden türbesinin yapımına kadar birçok hizmeti yerine getiren Hacı Abdullah Efendi’nin, Bahaüddin Efendi ile hiçbir temasta bulunmamış olması veya bu temasların yazılı kaynaklara yansımamış olması, oldukça........

© Merhaba Haber