Kök Sende Diye Dal da Senin mi?
Ormanın tam ortasında heybetli bir ağaç yükseliyordu. Eskiden dikilmiş, yıllar içinde köklerini toprağın en derinlerine salmış, dallarını göğe doğru uzatmıştı. Nice fırtınaya gövdesini siper etmiş, kurak yıllarda bile dirayetini kaybetmemişti. Üzerinde kuşlar yuva kurmuş, gölgesi altında nice canlı soluklanmıştı. Zamanında ormanın gözbebeğiydi bu ağaç. Ancak yıllar geçtikçe değişti. Artık ne çiçek açıyor ne de meyve veriyordu. Ne bir filiz ne de bir umut yeşeriyordu gövdesinde. Sadece gölge yapıyordu. Öyle bir gölge ki, çevresindeki hiçbir yeni fidan güneşe ulaşamıyor, yeterince ışık alamıyor, boy veremiyordu.
Bu ağacın etrafında zamanla tuhaf bir topluluk oluştu. Kurumuş sarmaşıklar, çürümüş kütükler, yosun bağlamış taşlar… Hepsi bu ağacın etrafında kümelendi. Birbirlerine sıkıca tutunmuş, eski gücün hatırasından besleniyorlardı. Tek yaptıkları şey, o geniş gölgeyi korumaktı. Ne zaman bir genç fidan boy vermeye kalksa, hemen bastırıyorlardı. “Dur bakalım!” diyorlardı. “Sen daha çok küçüksün. Bu toprakları biz........
© Merhaba Haber
