Fizik Yasaları ve Mucizeler
Fizik kurallarının dışına çıkamayız. Yer çekimi varken nasıl olur da düşmezsin, örneğin? Peki ya, kulaklarının işitebileceği ses aralığının altına nasıl ineceksin de bir karıncanın ayak sesini duyabileceksin? Ve daha bir sürü şey. Örnekler, sayılabilir sonsuzlukta...
Fakat bunun gerçekliği kadar, O'nu bağlayan bir kuralın ol(a)mayışının gerçekliği de vardır. "Ol" der ve olur. "Kün fe yekün" (Bakara 117, Nahl 40, Al-i İmran 6 ve 47 ve 59, Enam 73 ve 19, Meryem 35 ve 36, Yasin 82 ve 40, Mümin 68)
O halde birbiriyle çelişik gibi görünen bu iki durumun arasında nasıl bir bağlantı kurabiliriz?
Sınırlar, fizik yasaları, mucizeler ve kerametler... Zahir(görünür) olana boyun eğip yer yüzünün kurallarını mı amentü edinmeli, yoksa, batına karşı gelişen kutsal ve şüphesiz bir inançla, sırtı gök yüzüne mi dayamalı?
Deli olmayın... İçinde doğup yaşadığımız ve içinde öleceğimiz gezegenin kurallarına ölesiye ve hayatî bir şekilde bağlıyız. Ateşin yakıcılığını hangi alim kişi değiştirebilir ki? Doğanın kurallarına karşı açılmış olan her türlü savaş, kaybedilmeye mahkum, budalaca bir girişimdir. Tavşan dağa savaş açmış, dağın haberi yok!
Allah'a........
© Merhaba Haber
