Tarık Çelenk yazdı: Kürtçe sansürü sadece popülist bir kaygı mıdır?
Tarık Çelenk, bu haftaki “Kürtçe sansürü sadece popülist bir kaygı mıdır?” başlıklı yazısında Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklaması, İsrail’in Ortadoğu’daki etkisi ve Kürt meselesi üzerinden Türkiye’deki siyasi dengeleri incelediği analizini paylaşıyor.
Öcalan’ın beklenen açıklaması fazla uzatılmadan zamanında gerçekleşti. Belli ki bölgedeki gelişmeler devleti kaygılandırıyordu. Medya pek yer vermese de, Suriye’deki İsrail operasyonları sürmekte. İsrail, adeta Suriye’yi bölünmeye veya merkezinde zayıf bir Şam yönetiminin bulunduğu konfederal bir düzene zorlamakta. Suriye’nin batısındaki Dürziler ve Nusayrileri İsrail tarafından silahlandırmakta ve hamiliklerini de ilan etmiş durumdalar.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısı kim ne derse desin bugünkü sonuçlarıyla Ortadoğu’nun 11 Eylül’ü gibi gözükmekte. İsrail’in bekacı devlet aşırı sağı, Batı’nın aşırı sağıyla ittifak içinde kendi güvenlik veya yaşam alanlarını apokaliptik bir yaklaşımla ülkemizi tehdit eder bir şekilde yorumlamakta. Bu da yıllar önce merhum Erbakan’ın gelişmelerin altında “Büyük İsrail Projesi” yatmakta tezini adeta haklı çıkarmakta.
İsrail öncelikle belki de Körfez Arap ülkelerinin de politik desteğini alarak sert güç dahil İran’ı Suriye gibi tehdit olmaktan çıkarmak isteyecektir. İsrail tüm planlarını uygulamaya koyarken Ortadoğu’da Dürziler gibi Kürtler veya Kürt halklarının mümkünse tümünün hamiliğine soyunmaktadır. Bu durum, Türkiye için ciddi bir güvenlik alanı tehdididir. Türkiye’nin kendi Kürtleri dahil Irak ve Suriye’deki akraba Kürtlerinin hamiliğini İsrail’e bırakma lüksü yoktur.
Öcalan’ın devlet bürokrasisiyle müzakereleri sonucu yaptığı açıklama tamamen bu kaygıya........
© Medyascope
