menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yarım asırdır çözülemeyen düğüm: Heybeliada Ruhban Okulu açılacak mı, hangi statü ile açılabilir?

13 0
26.09.2025

Beyaz Saray’daki AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın görüşmesine Heybeliada Ruhban Okulu damgasını vurdu.

Erdoğan, “Heybeliada’daki Ruhban Okulu ile ilgili üzerilerine ne düşerse yapmaya hazır olduklarını” söylerken; Trump ise “Yardıma ihtiyaçları vardı ve ben de bunu gündeme getireceğimi söyledim” dedi.

Türkiye-ABD ilişkilerini takip eden akademisyenlere göre Trump-Erdoğan görüşmesinde Ruhban Okulu’nun gündeme gelmesinin sebebi CAATSA yaptırımlarının kaldırılması ve F-35’lere engel olunmaması için Yunanistan lobisini durdurmak.

Erdoğan-Trump görüşmesinden 10 gün kadar önce Bartholomeos, Donald Trump’ı ziyaret etmişti.

Fener Rum Patrikhanesi çevreleri ve ABD’deki Ortodoks kurumlar bu beyanı memnuniyetle karşıladı. Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması ihtimali, bu sabah Yunanistan’ın en önemli gazetelerinde de manşetlerdeydi.

Heybeliada’daki Ruhban Okulu, 1844 yılında Fener Rum Patrikhanesi tarafından açılmıştı. O zamanki adı Yüksek Ortodoks Teoloji idi ve amacı din adamı yetiştirmekti.

Hatta, Çanakkale-Gökçeada doğumlu Fener Rum Patriği Bartholomeos da bu okuldan mezun oldu.

Osmanlı döneminden itibaren birçok Ortodoks din adamı bu kurumda eğitim gördü. Okul, 1894 İstanbul depreminde zarar görse de kısa sürede onarıldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda faaliyetlerine devam eden kurum, İstanbul’daki Rum toplumunun en önemli eğitim merkezlerinden biri oldu.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 1971’de Türkiye’de özel yükseköğretim kurumlarının denetim altına alınması kararı çerçevesinde okulun “yüksek teoloji” kısmı kapatıldı. Karar ışığında okulun yükseköğretim statüsü iptal edildiği kabul ediliyor.

Kasım 1971’de Danıştay’a bu kararın iptali talebiyle dava açıldı. Danıştay’a açılan dava Patrikhane’nin tüzel kişiliği olmadığı, yargıya başvurma ve okul açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi.

TESEV’in aktardığına göre 1971 kararları yalnızca Ruhban Okulu’nu değil, Türkiye’deki bütün özel yüksekokulları etkiledi; ancak azınlık hakları bağlamında Ruhban Okulu’nun kapanması sembolik bir kırılma noktası haline geldi.

Patrikhane, okulun üniversiteye değil; Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) denetiminde........

© Medyascope