menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alice für Deutschland? AfD’nin yükselişi ve Alice Weidel’in hikâyesi

11 0
23.02.2025

Almanya’da 59 milyon seçmen erken genel seçimler için sandık başına gitti. Sandık çıkış anketlerine göre seçimin kazananlarından biri Alternatif für Deutschland (AfD) oldu.

Sandık çıkış anketlerinde oy oranı yüzde 19,5 olarak ölçülen AfD, özellikle doğu eyaletlerinde ciddi bir taban kazandı. Bu yükseliş sadece yerel bir eğilim değil, Avrupa genelinde sağ popülist hareketlerin artan etkisinin bir yansıması.

Sağ popülizm rüzgârının Almanya’da en öne çıkan yüzlerinden biri, partinin eş başkanı Alice Weidel. Weidel’in liderliğinde AfD, hem geleneksel sağ seçmenden hem de ekonomik olarak güvencesiz kesimlerden destek topladı. Peki AfD’nin yükselişi nasıl açıklanabilir? Weidel’in liderliği partiyi nasıl dönüştürdü? Almanya’da popülist sağ neden güç kazandı?

Alice Weidel, 6 Şubat 1979’da Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Gütersloh kentinde doğdu. Orta sınıf bir ailede büyüyen Weidel’in babası yerel bir işletmeci, annesi ise ev hanımıydı. Eğitimine büyük önem verilen bir ailede yetişen Weidel, okul hayatında başarılı bir öğrenci olarak dikkat çekti.

Weidel, ekonomi eğitimi almak için Bielefeld Üniversitesi’ne girdi ve burada lisans eğitimini tamamladı. Daha sonra doktora derecesini Beyaz Yakalı Göç ve Finans Piyasaları üzerine yaptığı bir çalışmayla Bayreuth Üniversitesi’nden aldı. Akademik başarısının ardından kariyerine finans sektöründe devam eden Weidel, Goldman Sachs ve Credit Suisse gibi uluslararası bankalarda çalışarak ekonomi ve piyasa analizleri konusunda uzmanlaştı.

Bu süreçte, Avrupa, Asya ve Amerika’da yaşama şansı bulan Weidel, özellikle Çin’de geçirdiği süre boyunca Mandarin öğrenerek küresel ekonomik sistem üzerine çalışmalar yaptı. Finans alanındaki başarısına rağmen, genç yaşlardan itibaren siyasetle ilgilendi ve özellikle Avrupa Birliği (AB) politikalarına eleştiriler yönelten bir duruş benimsedi. AfD’nin kurulduğu 2013 yılında partiye katıldı ve zaman içinde hızla yükseldi.

Weidel’in özel yaşamı, partinin savunduğu ideolojik çizgiyle çelişiyor gibi görünebilir. AfD, “geleneksel Alman ailesi” modelini savunan muhafazakâr bir parti olmasına rağmen, Weidel’in........

© Medyascope