Önder Özden yazdı: Gezi’nin toprağı ve adaların siyaseti
1942 yılında, II. Dünya Savaşı’nın ortasında, Alman hukukçu ve siyaset kuramcısı Carl Schmitt, Kara ve Deniz: Dünya Tarihsel Bir İnceleme (Land und Meer: Eine weltgeschichtliche Betrachtung) başlıklı, oldukça “ilginç” ve tartışmalı bir eser yayınladı. O dönemde Schmitt, Nazi Partisi’nin iç halkasındaki ayrıcalıklı konumunu kaybetmişti; antisemitizminin “samimi” olmaktan çok “pragmatik” olduğu yönünde suçlamalarla karşı karşıya kalmıştı. Buna rağmen Berlin’deki profesörlük görevini sürdürüyor ve akademik etkisini koruyordu. Nazi ya da ona sempati besleyen ‘entelektüellerin’ hikâyesi, özellikle 19 Mart süreciyle birlikte, iktidar cephesinde kimin daha ‘reisçi’ olduğuna dair tartışmalar ve İBB operasyonlarının iktidar kanadında yeterince sahiplenilmediğine ilişkin zaman zaman dile getirilen yakınmalar düşünüldüğünde, burada başka türden bir paralellik kurmak pek zor değildir.
“Kara ve Deniz”, bu siyasi yalnızlık döneminde yazılmış olsa da, dönemin ideolojik havasından derin bir şekilde etkilenmiştir. Schmitt her ne kadar daha sonra kitabın bazı bölümlerini yeniden düzenleyerek antisemitik unsurları törpülemeye çalışmış olsa da, metin hâlâ dönemin ırkçı ve propagandist çerçevesiyle lekelenmiş durumdadır.
Schmitt’in düşüncesiyle ilgilenen herkesin dikkatle yaklaşması gereken bir diğer mesele de onun siyaseti konumla ilişkilendirmesidir. Schmitt’e göre siyaset teorisi, hiçbir zaman tarafsız bir yerden konuşmaz. Teori daima “bir yerden” konuşur—dolayısıyla teorik söylem bir tür mevkilenme biçimidir. “Kara ve Deniz” de bu açıdan bir istisna değil: Hem bir konumdan konuşur hem de bir “öteki”ye karşı konuşur. Bu durumda hedef özellikle İngiltere’dir.
Kitabın yazılma hikâyesi de oldukça dikkat çekicidir. Schmitt, bu metni küçük kızının kendisinden bir hikâye istemesi üzerine kaleme aldığını söyler. Böylece iki mitolojik yaratık—denizin canavarı Leviathan ve karanın canavarı Behemoth—arasında süregelen ezelî mücadeleyi anlatan bir metafor kullanır. Bu ikilik, daha büyük bir jeopolitik anlatının temel taşı hâline gelir: Dünya tarihini, kara........
© Medyascope
