Mehmet Altan yazdı – Basın Tarihi (7): Simit
Basın tarihinin izinde dolanırken 24 Kasım 2013’teki Milliyet Gazetesi’nin manşetindeki simit resmini görmesem konu buralara gelmeyecekti.
Önce simit kelimesinin cemaziyülevvelini merak ettim.
Meğer simit kelimesi Akatça’dan geliyormuş…
Simit kelimesini doğuran Akatça “samadu” kelimesiymiş, “öğütmek” anlamında kullanılırmış.
Arşivler simidin İstanbul’da 1525’ten beri tüketildiğini yazıyor.
Üsküdar’daki Şer’iyye Sicili’ne göre, 1593’te simidin ağırlığı ve fiyatı tarihte ilk kez standartlaştırılmış.
17. yüzyıl gezgini Evliya Çelebi, 1630’lu yıllarda İstanbul’da simit satan 70 işletmenin olduğunu yazmış.
Jean Brindesi’nin İstanbul’daki günlük yaşamı resmettiği 19. yüzyılın başlarındaki yağlı boya tablolarında da simitçiler görülüyor.
Warwick Goble de 1906’da İstanbul’daki simitçileri resmetmiş.
Ve belli ki zamanla simit ve çeşitleri Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde popüler bir yiyecek olmuş.
Daha ötesi, yaşamımızın ta göbeğine oturan bir yiyecek haline gelmiş.
Ekonomide bir “kıyas” ölçüsü olurken, eski gazeteciler için de klasik bir beslenme “menüsüne” dönmüş.
Manşetteki simit resminin içine yerleştirilen spotta........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar