Gürkan Çakıroğlu yazdı: 11 Ekim’den 22 Ekim’e
Sayın Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’i ve Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ının ardından PKK’nın 12 Mayıs’ı geldi. PKK dün itibari ile silahları bıraktığını ve örgütü feshettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı sıfatı ile devletin bir bileşeni olarak Tayyip Erdoğan bu sürecin her aşamasında var; lakin siyasi bir aktör olarak inisiyatif alan Tayyip Erdoğan bu sürecin hiçbir aşamasında yok. Yani 22 Ekim ve 27 Şubat gibi kendisiyle özdeşleşecek bir siyasi çıkış yapması ve süreci kişisel olarak sahiplenmesi söz konusu değil Tayyip Bey’in.
Neden mi? Çünkü Devlet Bahçeli 11 Ekim 2016’da başlattığı ara rejimi tam 8 yıl sonra 22 Ekim 2024’te bitirdi. Adı resmiyette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, fiiliyatta ise Diktatörlük Hükümet Sistemi olan bu rejim miadını doldurdu. Zira bu rejime terör lazım, terörist lazım. 15 Temmuz sonrası terör ve darbe ortamı gerekçe gösterilerek, olağanüstü şartların getirdiği bu rejim; yine aynı gerekçelerle yani terörün tasfiyesi ve olağanüstü şartların ortadan kalkması sebebiyle sona erdi.
Hal buyken ille de “Başkanlık” diye diretmenin bir anlamı yok; tıpkı Diktatörlük Hükümet Sistemi’ni şeytanlaştırmanın bir anlamı olmadığı gibi. Diktatörlük eski çağlardan bu yana insanlığın hayatında olan bir yönetim sistemi; Roma Hukuku’nun önemli bir kavramı. En basit haliyle; savaş ve terör gibi zorlu dönemlerde senatonun tüm yetkileri altı aylığına (uzatılabilir) bir kişiye bırakmasıdır.
Vay efendim ama bizde sandık var. Bir gün cellat kurbana dönüp sormuş, ip mi yoksa giyotin mi? Sonra devam etmiş,........
© Medyascope
