menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekrem İmamoğlu halk(ın) adamı olur (mu?)… – Yusuf İpekli Yazdı

9 27
24.02.2025

Halk(ın) adamı olmak kolay değildir. Öncelikle halk(ın) adamı olmak için halk gibi yaşamak gerekir. Halk ile ağlamak, gülmek; halkla oturmak / kalkmak, halkın sofrasına misafir olmak, halkın değerlerine değer vermek, halka güven vermek, düğünde / bayramda / cenazede halkın içinde olmak halk adamı olmanın ön koşullarından bazılarıdır.

İcraatları tartışılsa bile Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal bu yüzden ve kendi seçmenleri nezdinde başarıdan başarıya koşmuş siyasi figürler olarak tarihe geçmişlerdir.

Üzerinde tek adam, ucube yönetimin baş aktörü, BOP’un eş başkanı gibi pek çok tartışma yapılıyor olmasına rağmen, Recep Tayyip Erdoğan da bu yanıyla Türk siyasi tarihindeki yerini çoktan almış bir politikacı olarak anılacaktır.

Neden?

Halk büyüktür çünkü.

İster şapkalı, kıravatlı; ister fistanlı, şalvarlı; ister eli nasırlı, dudağı boyalı, turnağı öjeli kim olursa olsun halk kendine yakın olanı da iyi bilir, değerlendirir; kendine uzak olanı da…

Şimdigeriye dönüp tarihe bir bakarak soralım. Yüzyıllar önce yaşamış, “Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Karacaoğlan, Mevlana, yakın zamanda kaybettiğimiz Aşık Mahzuni, Neşet Ertaş toplumun her kesimi tarafından neden seviliyor, taktir edilmeye devam ediyor, eserleri yolumuzu aydınlatmaya neden devam ediyor? Halkın diliyle, halkı anlattıkları için değil mi?

İşte bu realiteyi gördüğü ve gereğini yaptığı için Demirel altı kere gitmiş yedi kere, hatta her seferinde daha güçlü bir biçimde geri gelmiştir. Ecevit, 12 Eylül sonrası, faşist ortamın ağır koşulları karşısında bile sıfırdan kurduğu partisini, arkasında sermaye desteği filan olmamasına karşın iktidar yapmayı........

© Medya Siyaset