Bir İstanbul Travması – Melih Demirel Yazdı
23.04.2025 – Çarşamba, yani iki gün evvel. Bayram havasına girip, çocukların mutluluğuna ortak olalım derken telefonlara düşen bir bildirim, alın size memleketin en gerçek gündemi dercesine; İstanbul’da deprem, 6.2 şiddetinde. Bir yutkunma, sonra panik halinde eşe dosta ulaşmaya çalışma o da ne? Operatörler çekmiyor!…
Zihin tazeleme zamanı… Gidelim 6 Şubat depremlerine… hani deprem ülkesiyiz ya, bu doğrultuda kent planı yapmalı, tüm tedbirleri alarak buna göre yaşamalıyız, normalimiz bu olmalı… Bilimsel verilerin avaz, avaz bağırarak ‘’Geliyor’’ dediğini, Japonlar gibi eller cepte ve evden çıkmayarak karşılamalıyız. Bakın bu lüks değil olması gerekeni normali bu. İnsan hayatını önemseyen toplumlar için bu bir zorunluluktur nokta. Biz nasıl karşılamıştık peki 6 Şubat depremlerini? İmar afları, kaçak katlar ve topu ‘’Allah’a ‘’ atarak. Sonuç? Binlerce vefat, onlarca kayıp, hala sarılamayan ve sarılamayacak yaralar, hala çadırda kalan yurttaşlar, sıfır istifa, bir sürü yüzsüzlük vs.
Memleketin adetidir. Deprem olur, sonra deprem uzmanları kıymete biner TV, TV gezdirilir. Bu insanlar öncesinde olduğu gibi yine umutla; ‘’ Şuraya, buraya dikkat edin. Tedbir alın’’ der, sonunda muhakkak İstanbul vurgusu yapar, adeta haykırırlar… Akabinde yetkili efendiler de deprem uzmanlarını dinler gibi yapar, birkaç fotoğraf sonra gündem soğur ve kapanış… Sonra ne........
© Medya Siyaset
