30 Haziran – Melih Demirel Yazdı
Rahmetli dedem Ali bey… Yoldaşları arasında bilinen adıyla “İtalyan Ali”…
Lakabı, öyle İtalya ile bir bağının olmasından kaynaklı değil, işin o kısmı uzun hikaye…
Efsane 68 Kuşağının Devrimcilerinden. Deniz’lere Mahir’lere yoldaşlık yapmış. Kısacası; Cezaevleri, işkenceler, kayıplar, acı, ızdırap. Kuşağında payına düşen ne varsa sırtlanmış…
Dedem diye demiyorum görmüş geçirmiş adamdı ve bana hatıra kalan en önemli öğretisi bıraktığı günlüklerde ” Düşmanın için de olsa, ardından felakette gelse, Adalet için mücadeleden vazgeçme” notuydu.
Ben bu notu hayatıma kazındım. Tek gün dahi pişman olmadım…
Evet, taşlandığım, ihanet ve iftira ile itham edildiğim, küfür ve hakaretlerin bin bir türlüsüne maruz kaldığım günlerden bildiriyorum. Buralar, mevsimle birlikte çok sıcak.
Ne için?
Suçumuz Bay Kemal’e yol arkadaşı olmakmış.
Arkadaş diyorum, biz çaldık çırptık, yüz kızartıcı bir şey mi yaptık? Hakka girdik, kalpler kırdık da geri dönülmez yollara mı saptık? Ben Özgür Özel yönetimini sevmek, tüm hatalarını görmezden gelmek ve onu eleştirmemek zorunda mıyım? Hepsine hayır. Aslında mevzu bu da........
© Medya Siyaset
