Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı (1) – Gülhan Seyhun Yazdı
Kasım 2024’te Nobel Akademik Yayıncılık tarafından yayımlanan “Özgürlüğün Dansa, Dansın Özgürlüğe Yolculuğunda Atatürk” adlı kitabımın bir bölümünde yer verdiğim “Atatürk’ün Milliyetçilik Anlayışı” başlıklı bu yazı dizisinde amacım; Türk toplumunun çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması için gerekli olan ilkelerden “Milliyetçiliği”[i] akıl, bilim ve vicdanımın sesiyle “anladığım gibi” aktarabilmek, “herhalde Atatürk’ün milliyetçilikten anladığı buydu” diyebilmektir. Zira Atatürk’ün bilinçli bir şekilde yaşayarak uyguladığı, bizimse yıllardır öğrendiğimizi sanarak savunduğumuz bu ilkeyi, sağlam temeller üzerine inşa edememenin yarattığı kaosun içinde yolumuzu kaybedebiliriz. Bu yazı dizisiyle siz de göreceksiniz ki yüzyıl öncesinde de emperyalist zihniyetin hedefinde “Türkler” vardı. Ve yine göreceksiniz ki emperyalist gücü yenen “En büyük Türk’ün etrafında kenetlenen, Türklerdi”. En büyük motivasyonları da “haksızlıklara karşı duruşlarıydı.”
Rum Doğan Türk, Türküm Diyen Rum
Yaz tatillerinin birinde arabayla kısa bir tatil yapmaya karar vermiştik. Hani denizleri aşıp, yakıp yıkarak Anadolu içlerine kadar ilerleyen, ancak haklı ve onurlu bir savaşla atalarımızın denize döktüğü, Yunanlıların memleketine.
Güvenle girmiştik sınırdan, heyecanla ilerledik,
Gözlerimiz sanki bizim memleketi, bizi görmüştü yollarda!
Sahi geçmiş miydik İpsala’dan, sınırdan?
Toprağı, taşları, denizi, ağaçları ve insanları ne kadar da benziyordu bize.
Sahi neydi bunların alıp veremediği?
Derken tatilin ilk günü arabamız arızalanmış ve yolda kalmıştık. Kısa bir durum muhakemesinden sonra yola ve tatile devam kararı alıp taksiyle Selanik’e ulaştık. Ertesi sabah en yakın araba kiralama ofisine girdiğimizde masada oturan genç görevliye derdimizi anlatmaya başladık. Kızım, İngilizce konuşarak bir hafta araba kiralamak isteğimizi söylerken eşim ve diğer kızımla kendi aramızda Türkçe konuşmaya........
© Medya Siyaset
