Çatışmalı coğrafyalar ve Suriye
Ukrayna, Orta Doğu ve Asya Pasifik kırılgan coğrafyalarındaki stratejik çekişmelerin muhtemel bir küresel savaş tehlikesin körüklediğini söylemek yanlış olmayacaktır.
*Ukrayna’nın işgali, uluslararası ilişkilerin kronik seyrini değiştiren, küresel kutuplaşmaya ivme kazandıran bir etki yaratmıştı. Hatta çatışmaların, statüsü tartışılan Dinyester bölgesi üzerinden diğer bir kırılgan bölgeye, Balkanlar’a sıçrayabileceğinden dahi endişe duyulmuştu.
Suriye’deki değişim kapsamında, Ukrayna meselesi üzerinde mutabakat sağlandığı söylense de, NATO müdahaleli bir Rusya-ABD savaşına dönüşme riski halen dışlanmamakta.
*Gazze merkezli İsrail-Filistin çekişmesi ve katliamların medeniyetler çatışması boyutunda Doğu-Batı karşılaşması zeminine çekilerek küresel tehlikeye yol açılması diğer bir endişe kaynağıydı.
Nitekim vekaletli savaşlarla yürütülen planlı çatışmaların geniş çaplı küresel restleşmeye dönüşme ihtimali mevcuttur.
*Öte yandan, Güney Çin Denizi odaklı bir ABD-Çin sıcak dalaşı olasılığı da her an işten bile değil.
Amerikan rüyasını zafiyete uğratan Çin’in büyümesini bir türlü frenleyemeyen Washington’ın ısmarlama bir soğuk ve sıcak savaş arayışında Asya Pasifik’i önceleyeceği diğer bir ciddi tartışma konusu.
Çin, Uygur ve Tayvan yumuşak karnı ile esasen uzun süredir ABD’nin hedefindeydi.
ABD Asya Pasifik’te oluşturduğu AUKUS, BEŞGÖZ, QUAD bölgesel ittifaklarıyla Çin’in sinir uçları ile oynarken, Pekin de boş durmadı, bir ölçüde Rusya’yı da yanına almış görünerek BRICS, Şanghay İşbirliği yapılanmaları ve Kuşak Yol Projesi adımlarıyla Batı’nın kabusu olmayı sürdürdü.
Sözünü ettiğimiz bu çatışmalı coğrafyalardaki vekaletli restleşmelerin sıcak çatışmalara evrilme ihtimali uluslararası toplumun........
© Medya Günlüğü
visit website