Ego duvarları ve öz güven kapıları
Bazen insanlarla olan ilişkilerimizde bir duvarla karşılaşırız…
Bu duvar, kibirden, egodan ve kendini olduğundan büyük görme yanılgısından örülmüştür. O kadar yüksektir ki, ne sözlerimiz ulaşır karşı tarafa ne de samimiyetimiz. İşte böyle anlarda, yapılması gereken şey, nazikçe ama kararlı bir şekilde o kapıyı kapatmaktır. Çünkü her kapı herkese açık olmak zorunda değildir.
Aslında bu noktada öz güven ve ego arasındaki fark kendini belli eder. Öz güven, insanın kendini bilmesiyle, ego ise tam tersine, kendini bilmemesiyle ilgilidir. Öz güveni eksik insanlar, içlerindeki boşluğu doldurmak için egoya sığınır. Öz güven, insanın kendini kabul etmesi, geliştirmesi ve sevgiyle yoğurmasıdır; oysa ego, çevreden neyi nasıl alacağını hesaplar, başkalarının hayatlarından beslenir. Öz güven bazen bir parça utangaçlık barındırırken, ego utanmazlık taşır. Yüksek ego, kompleksleri ve takıntıları beraberinde getirirken, yeterli öz güvene sahip olan insan kendisiyle barışıktır. Çünkü aşırı üstünlük çabası, aslında derin bir eziklik duygusunun yansımasından başka bir şey değildir.
Öz güveni gelişmemiş ya da kırılmış bir insanın, ileride yüksek egosu nedeniyle manipülasyona açık olması olasıdır. Öz güven duygusu gelişmiş insanlar ise kolay kolay manipüle edilemez. Gerçek başarı ve mutluluk, öğrenmeye, dinlemeye ve paylaşmaya açık olmaktan geçer.
Öz güven, kapıyı aralık tutan bir güç gibidir. Kendine güvenen insan, kapısını tamamen kilitlemez; yeni deneyimlere, farklı fikirlere, eleştirilere ve değişime açıktır. Açık bir kapı, içeriye temiz hava girmesine izin verdiği gibi, insanın kendini geliştirmesine, büyümesine ve öğrenmesine de imkân tanır. Öz güven, kişinin kim olduğunu bilmesi ve bu kimliği koruyarak dünyayla etkileşim kurabilmesi anlamına gelir.
Öte yandan, ego kapıyı ya sonuna kadar kapatan ya da kontrolsüzce açan bir tutumdur. Aşırı ego, kapıyı sıkıca kilitleyerek içeriye kimseyi almaz; eleştiriye, değişime, farklı bakış açılarına kapalıdır. Böyle bir durumda, insan kendi inşa ettiği duvarların ardında hapsolur ve yalnızlaşır. Öz güvenle beslenmeyen bir ego, insanı içine kapanık ve iletişimsiz bir hale getirir. Diğer taraftan, egosu tamamen dizginlenmemiş bir insan da kapıyı rastgele açar; kendini herkese........
© Medya Günlüğü
