menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyütülen hayaller küçülen gerçekler

15 0
01.04.2025

Mutluluğun peşinde koşan insan zihni arzularını büyütür, renklendirir ve ulaşılmaz hale getirir İnsanları, eşyaları, şehirleri, başarıyı, sevgiyi…

Onları gözümüzde ne kadar büyütürsek, o kadar ihtişamlı ve değerli görünürler. Ancak ironik bir şekilde, bir şeye yaklaştıkça onun küçüldüğünü fark ederiz. Hayal ettiğimiz kadar mükemmel değildir, kusurlarını görmeye başlarız, sıradanlaşır. Belki de mutluluğun en büyük düşmanı, onu sürekli gelecekte bir yerde aramak ve hiçbir zaman ulaşamayacağımız bir noktaya koymaktır.

Hayat, mutlu anlar ve üzüntülerle dolu bir yolculuktur. Ama biz genellikle bu anlara eşit davranmayız. Mutlulukları hızla tüketir, üzüntüleri ise uzun süre taşırız. Oysa bu dengeyi tersine çevirmek mümkündür. Mutluluğu uzatmak, ona anlam katmak ve bilinçli olarak içinde kalmak, hayatı daha doyumlu hale getirir. Çocukluk anılarımızı düşünelim. Küçük şeylerden büyük mutluluk duyduğumuz zamanları… O anları hatırlamak, yaşadığımız her mutluluğu biraz daha uzun kılmak için bir anahtar olabilir. Başarılarımızı kutlamak, sevdiklerimizle paylaşmak, mutlu anlarımızı içselleştirmek, mutluluğun kalıcılığını artırır.

Üzüntüler ise hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır ama onları gereğinden fazla büyütmek, ruhumuzu ağırlaştırır. Bir tartışmayı tekrar tekrar zihnimizde canlandırmak, geçmiş hatalara saplanıp kalmak ya da kayıplarımıza takılıp yaşamak, bize fayda sağlamaz. Üzüntüden ders alıp devam etmek,........

© Medya Günlüğü