menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Hayal kırıklığım olma”

11 1
26.02.2025

İnsan, hayat yolculuğunda pek çok insanla karşılaşır. Kimi dost olur, kimi yabancı kalır, kimi de hafızamızda hayal kırıklığı olarak yer eder.

Zamanla hayal kırıklıkları insanın içinde birikir ve kalabalıklaşan bir kente dönüşür. Bu duygusal yük içinde yönümüzü kaybeder, seslerin birbirine karıştığı, yüzlerin silikleştiği bir karmaşada buluruz kendimizi. Günümüzde ilişkiler, yüzeyselliğin ve geçiciliğin ön planda olduğu bir yapıya evrildi. İnsanlar, derin bağlar kurmaktan kaçınırken, anlık samimiyetlere tutunuyor. Sosyal medyanın etkisiyle duygular, tüketim nesnesine dönüşüyor; ilişkiler, anlık beğeniler, hızlı mesajlar ve sanal etkileşimlerle şekilleniyor. Bu, toplumsal bir hastalık hâlini alırken, duygusal bağlar giderek daha fazla yüzeysel ve geçici hâle geliyor.

Shakespeare’in “As You Like It” (Nasıl Hoşunuza Giderse) oyununda, “Bütün dünya bir sahnedir ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncudur. Girerler ve çıkarlar; bir kişi birçok rolü birden oynar” der.

Kimin iyi, kimin sahte olduğunu söylemek kolay değildir. İnsanların farklı ortamlarda farklı kimliklere bürünmesi, gerçek duyguların ve niyetlerin saklanmasına neden oluyor. Gerçek samimiyet ve duygular, yüzeyde kalan sahte etkileşimlerin gerisinde kayboluyor. Aynı şekilde, günümüz ilişkilerinde ve sosyal medyada insanlar birbirlerine “yakınmış gibi” görünüyor; ancak aslında derin duygusal bağlar giderek azalıyor.

Hayal kırıklıkları çoğu zaman büyük olaylara bağlansa da insanı en çok detaylar kırar: Verilmeyen bir selam, tutulmayan bir söz, değişen bir bakış… Beklentiler ne kadar büyükse, hayal kırıklığı da o denli derin olur. Belki de bu yüzden başkalarının umutlarını incitmemek ve onların kalplerinde bir yük olmamak, hayatta en çok dikkat edilmesi gereken şeylerden biridir. Herkes bir başkasının hayatında farklı roller üstlenir. Eğer birinin düş kırıklıkları arasında kaybolmak istemiyorsanız, samimiyetinizi korumalı, verdiğiniz sözlerin arkasında durmalı ve insanların ruhlarına iyi gelen biri olmalısınız. Çünkü bir insanı mutlu etmek ne kadar zahmetliyse, onu hayal kırıklığına uğratmak o kadar kolaydır.

Son günlerde Özdemir Asaf’a ait Lavinia şiirindeki şu dizeler aklıma........

© Medya Günlüğü