menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cinsiyetçi dil de neyin nesi demeyin!

7 0
04.03.2025

Bilindiği gibi dil yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda toplumsal normları, değerleri ve algıları oluşturan kültürel bir sistem. Kullandığımız dil, iletişimde kendimizi nasıl ifade ettiğimiz kadar, diğerini nasıl gördüğümüzü, nasıl algıladığımızı, onun bizden farkını, bize göre önemini, bize bağımlı ya da bizimle eşit olup olmadığını da açığa çıkarır. Kısaca dil dünya görüşümüzü, ahlaki yargılarımızı, değerlerimizi şekillendirir, pekiştirir ve yansıtır. Toplumsal cinsiyet rolleri dil aracılığıyla yeniden üretilir ve toplumun kolektif hafızasında yer tutar.

Konuya cinsiyetçi dil açısından baktığımızda bu dilin toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirdiğini, kadınları ve diğer cinsiyet kimliklerini görünmez kıldığını veya ikincil konuma ittiğini görüyoruz. Cinsiyetçi dil terimi ise bir cinsiyeti diğerine göre üstün gören, belirli bir cinsiyeti dışlayan söz ve kelime seçimlerini ifade eder. Cinsiyetçi dil kullanımı toplumsal eşitliği zedelediği, hatta ortadan kalkmasına yol açtığı için toplumsal bir sorun olarak ele alınarak mücadele edilmesi gereken bir konu olarak kabul edilir.

Birçok ülkede olduğu gibi Türki[1]ye’de de dilin eril normlar üzerine inşa edildiğini hem gündelik dilde hem de resmi söylemde örneğin “insanoğlu”, “bilim adamı”, “adam gibi adam “, “erkek sözü” ya da “kadın gibi kırıtma”, “kadın gibi ağlama” gibi cinsiyetçi te[1]rimlerle ya da “kadının arkasından sopayı, karnından sıpayı eksik etme” gibi deyim ve söylemlerle çok sık........

© MediaCat