menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri

16 18
19.08.2025

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) başkanının Adalet Bakanı olduğu bir ülkede yargının, hukukun tarafsızlığından ve bağımsızlığından söz etmek aldatıcıdır. Hele konu siyasal davalar olunca bunun aksini düşünmek hepten abestir. Evrensel insan hakları bağlamında hukuk devleti olmaktan hayli uzak olan ülkemizde bu, abesin de abesidir.

Sorun köklü ve yapısal bir sorundur. Bu nedenle Ekrem İmamoğlu’nun hukuksuz tutuklanması sonrasında sıranın CHP’lilere geldiğinde “daha önce böylesi görülmemişti, ilk kez böyle oluyor” türünden tepkiler yanıltıcıdır. Bu, sorunu hafife alan ve anlamayan bir yaklaşım olur. Türkiye’de çok daha geniş kapsamlı ve kitlesel, yargı eliyle yürütülen siyasi operasyonlar yaşandı. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, üç dönemdir kayyum atanan belediye başkanları ve benzeri onlarca davada sorunun özü aynıdır; ciddi bir farklılık yoktur.

Bugünkü fark şudur: siyasi iktidar hedef yelpazesini ana muhalefet ve cumhuriyetin kurucu partisi CHP’ye kadar genişletmiş durumda. Kendisine ayak bağı olma potansiyeli taşıyan veya iktidardan etme riski gördüğü her tür muhalefeti, yargının keyfi ve hukuksuz kapanına alıyor. Geçmişteki “kılıfına uydurma” ihtiyacına dahi gerek duymadan, yargı eliyle açık bir siyasal güç gösterisi yapılıyor. İktidarı desteklemeyen hiçbir siyasetçi, sivil toplum temsilcisi, medya çalışanı, akademisyen veya diğer “ötekiler”in toplumsal yaşamda anlamlı bir yer edinmesine izin verilmek istenmiyor. Ülkeyi kendileri için “dikensiz gül bahçesi”ne çevirmeye çalışıyorlar.

Meseleyi bu genişlikte değil de sadece Ekrem İmamoğlu’na veya ağırlıklı olarak CHP’li belediyelere dönük bir sorun olarak görmek, ana muhalefet partisinin muhalefet alanını daraltır ve gelişmeleri yanlış........

© marksist.org