menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İktidarın İmamoğlu operasyonu ve Türkiye’nin çıkmazı

12 0
21.03.2025

Türkiye, on yıl içinde siyasal, sosyal, ekonomik olarak bambaşka bir ülkeye, yönetim biçimine ve topluma büründü.

2013 Diyarbakır Newroz'unda başlayan çözüm süreci ülkede büyük bir umut ışığı olmuştu. Türkiye'nin yüz yıllık demokrasi, eşitlik ve özgürlük yürüyüşünde mihenk taşıydı.

Hemen ardından ülkenin 80 ilinde yüzlerce ilçesinde günlerce süren Gezi Parkı eylemleri, ülkenin siyasi atmosferini değiştirdi. Toplumun birçok kesiminde güzel günlerin yaklaşmakta olduğu duygusunu yeşertti. Dayanışma, ortaklaşma, farklılıklarla bir arada yaşama fikrini güçlendirdi.

Nitekim bu siyasal atmosfer ilk meyvesinin 7 Haziran 2015 Milletvekili seçimlerinde verdi. AK Parti siyasi hayatında ilk kez tek başına hükümet olmaya yetecek çoğunluğu kazanamadı. Seçimlerden Kürt siyasal hareketi Meclisin üçüncü büyük partisi olarak çıktı. Çözüm süreci bitirildi.

Rejim krizi savaş, çatışma ve güvenlik politikalarına abanma siyasetiyle derinleşti. 15 Temmuz darbe girişimi, rejim değişikliğine ve siyasetin buna uygun dizaynına yol açtı.

10 yıllık yıkıcı çatışma, siyasal kutuplaşma ve devlet kurumlarının çöküşü, işlevsizleşmesi, kontrolsüz, anayasasız ülke daha da otoriterleşti.

Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminde tek adam rejiminin siyasal krizleri sürdürülemez bir noktaya ulaştı. Bu süreçte her şey değişti, her şey yeni rejime göre seyrediyor. Anayasa tam anlamıyla anlamsızlaştı, işlevsizleştirildi.

Barış, çözüm lafı edilemez

27 Şubat 2025 tarihinde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ‘Toplumsal Barış ve Demokrasi Çağrısı’ başlığıyla beklenen açıklamayı yapması, yeniden barış ve çözüm tartışmalarını gündeme getirdi. Buna eşlik eden Mazlum Abdı ve Suriye Geçici Cumhurbaşkanı arasında imzalanan Şam Barış Anlaşması toplumda hak ettiği ilgiyi ve heyecanı yaratmadı.

Aksine her gün binbir çeşit oyun ve planla,........

© marksist.org