Ülkemizin ve Milletimizin sorunu “Ahlaki Çöküntüdür”
Tarih boyu dürüstlük ve güvenilirlik insanoğlu için en büyük zenginlik ve en büyük sermaye olmuştur. Ülkemiz ve dünya zor zamanlardan geçtiğini biliyor,görüyoruz.Küresel iklim değişikliği,güç ve muktedirlik hesapları,savaşlar, mülteci sorunları,deprem, Pandemi ,insanlık ve insafsızlık durumları sonucunda öne çıkan ekonomik sıkıntılar gibi….Kendimizden başlayacak olursak, gelinen noktada ülkede herkes birbirini suçluyor. Kimi yönetimleri, kimi sistemi, kimi dış güçleri.Anlayacağınız herkes karanlıktan muzdarip lakin hiç kimse bir mum yakmaya yanaşmıyor ve hiç kimse sorunu kendinde aramadığı gibi hep başka yerleri işaret ediyor.Bu nasıl bir yaklaşım ve bu nasıl anlayıştır?
Evet yukarıda yazdıklarım çok çok önemli lakin bana göre bizim en büyük sorunumuz “AHLAK” sorunudur. İçinde bulunduğumuz tüm bu maddi sıkıntılar geçer elbet.Ekonomiler, kurumlar, hükümetler, hatta devletler bile bozulabilir, yerlerine yenileri inşa da edilebilir tabi ki.Fakat bir toplumda ahlak bozuldu mu inşası çok zordur. Ve maalesef ki, ahlak bozuldu mu beraberinde siyaset bozulur, ticaret bozulur, kültür bozulur, adalet bozulur, düzen bozulur, terazi bozulur kısacası günün sonunda toplumun tüm katmanları bozulur.Kendi aklımın bastığı ve bazı durumları hatırladığım kadarıyla bir ferdi olduğum kendi toplumumuzun ahlaki yönden nasıl yozlaşıp erozyonuna uğradığını dile getirmeye çalışayım.Bir soru ile başlayalım..
-İslam da ticarette ölçü nedir? “Bir torba ya da kasanın üstündeki ürün neyse altındaki de aynı olmak zorundadır.” Ölçü belli… Peki ülkemiz de on yıllardır bir kasa ürünün üstü ile altının aynı olduğunu gören var mı? Yok dediğinizi duyar gibiyim….
- İslam diyor ki; “Bir kardeşiniz zor durumda ise, sattığı ürün 10 TL ise, senin gücün varsa sen 12 TL ver ki, zor durumdan kurtulması için yardımcı ol ” Öyle mi yapılıyor? Yine hayır dediğinizi hissediyorum…
Nasıl oluyor peki? Adam gidip sıkışan Müslüman kardeşinin evini, arabasını, malını fırsattan istifade düşük fiyata alıyor, sonrada gelip toplumda göğsünü kabartarak çok karlı bir ticaret yaptığını anlatıyor. Toplum da onu tenkit edeceğine takdir ediyor. İşte tamda ahlaki yozlaşma ve ahlaki erozyon burada başlıyor. Çoğumuz başkalarının hakkını yediğimizi, gasp ettiğimizi, ahlaktan ödün verdiğimizin farkında bile değiliz. Bilinmelidir ki,bir günahtan daha günah bir şey varsa, o da o günahın normalleşmesidir, sıradanlaşmasıdır. Üzülerek söyleyeyim ki,bizler maalesef toplum olarak birçok ayıpta ve günahta farkında olmadan normalleşmiş durumdayız.
Şöyle şehriniz de, mahalleniz de bulunan ve fahiş seviyelere yükselmiş olan iş yeri veya ev kiralarına bir bakın. 100 tane esnafın 99’u vergi kaçırmak için kirasının 10’da 1’ini gösteriyor. Hem mülk sahibi hem kiracı devletten vergi kaçırıyor. Ev sahipleri bu zor zamanda kiracılarını dışarı atıyor, sırf iki üç misline yeniden kiraya vermek, daha fazla kazanç sağlamak gayesiyle.Memleketimiz doğal bir afet yaşadı,bunu bile fırsata çevirenler oldu ki,bir günde kira fiyatları beş on misline çıktığını hepimiz gördük. Oysaki Ensar ile Muhacir çöl ortasında çadırlarını, hasırlarını, gönüllerini, yokluklarını paylaşmıştılar birbirleriyle.Hani bizlerde öyle idik,fakat maalesef bizler onların miraslarına konmuşlar olarak davranışlarımızla kemiklerini sızlatıyoruz.
Etrafınızdaki 100 kişiye sorun; çocuğunuzun torpille işe girmesini ister misiniz diye, 98 tanesinin size evet diyeceğini göreceksiniz.İslam ahlakında; torpil, fırsatçılık, stokçuluk, fahiş fiyata satma, gramajdan, kaliteden çalma ve aldatma yoktur. Mümin, mümin kardeşini aldatamaz. Mümin kardeşini aldatırsa Allah’a savaş açmış demektir. Şöyle bir bakalım ülkemizin esnafına ve insanına, neredeyse birbirini aldatmayan esnaf ya da vatandaş bir elin parmak sayısını geçmiyor..… Buğday ülkesiyiz ve buğday sıkıntımız........
© Mardin Life
visit website