Son yıllarda muhalif siyasetin merkezinde, fikirlerden çok algı yönetimi yer alıyor.
Atılan her adımın, yapılan her reformun arkasında kötü niyet aramak; her icraatı olumsuz göstermek, eleştiri değil — düpedüz yıkıcılıktır.
Bu tavır, muhalefetin doğasına değil, başka merkezlerden beslenen bir kaos stratejisine aittir. Ülkesini uluslararası platformlarda hedef göstermek, halkını aşağılamak, devlet sırlarını ve stratejik bilgileri yabancı ülkelere taşımak hiçbir siyasal görüşün hakkı olamaz.

Bir ülkede muhalefet elbette olmalıdır; hatta güçlü bir muhalefet, demokrasinin sigortasıdır. Ancak “her şeye karşı olmak” muhalefet değildir.
Vücudunda çıban çıksa bunu hükümete mal etme algısıyla hareket eden bir muhalefet anlayışı, toplumsal birliği zedelerken ülkeyi gereksiz bir şekilde kutuplaştırmaktadır. Eleştirinin demokratik bir hak olduğu gerçeği unutularak her olayın siyasi bir araç hâline getirilmesi, halkın ortak sorunlarına çözüm üretmek yerine öfke ve güvensizlik ortamını büyütmektedir.

Bu ülke, yıllarca süren........

© Mardin Life