Veresiye Defteri
Kerime Hanım kendini bildi bileli emektar bakkaliyede kendisini bulmuştu. Zaman zaman küçüklüğünde gah babasının önünden arkasından zıplayarak hoplayarak gah da babasının elini tutup yanından ayrılmadan dükkana gelişine gidiyor, acı tatlı hatıraları gözünde canlanıyor duygusallaşıyordu.
Yılları geçmişti bu mahallede, ömrünü adamıştı bu ekmek teknesine. Mahalleliyle içli dışlı abla kardeş gibi olmuştular.
Mahallenin dost canlısı Kerime Abla’sıydı. Derdi olan ona koşuyor, başı sıkışan ona geliyordu.
İşte böyle bir gün Kerime Hanım'ın geçmişe gittiği bir anda mahalle sakinlerinden olan Emine Hanım dükkâna geldi. Başı önünde adeta kimse duymasın diye kısık bir sesle “Kerime Abla eşim bu ara işsiz, evde yiyecek bir şey kalmadı. Bu listedeki ihtiyaçları almaya geldim. Eşim iş bulunca en kısa zamanda ödeme yapacağım.” dedi. Kerime Hanım Emine Hanım’ın ihtiyaç listesini eline alırken “Neden olmasın canım benim.”dedi.
Listeyi hazırlarken konuşmasını sürdürdü. “Burası sizin yeriniz çekinmeyin, utanmayın. En kötü ihtimalle deftere yazarız olunca ödersiniz, problem olmaz.” dedi.
Emine Hanım üzerindeki mahcubiyeti atamıyordu. “Bizi biliyorsun abla, mecbur kalmasak veresiye almıyoruz. Ama bu sefer uzun süredir eşim işsiz kaldı, elimizde ne var ne yok onları da yedik. Çaresiz kaldım. Sana geleyim, sen derdime derman olursun diye düşündüm.” dedim.
Kerime Hanım “İyi etmişsin bana gelmeyeceksin de kime gideceksin, atalar boşuna dememişler dost kara günde belli olur diye, ihtiyacın olup da gelmediğini ya da başkasına gittiğini duyarsam gücenirim.” diyerek hazırladığı poşetleri Emine hanımın eline verdi. Emine Hanım poşetleri eline alırken “Teşekkür ederim abla, Allah yokluğunuzu göstermesin.”dedi.
Kerime Hanım onu dükkândan dışarıya geçirirken eliyle onun sırtını da sıvazlayıp “Sen de üzülme, kuluna bir kapıyı kapatan Allah başka bir kapı açar muhakkak.” dedi. Emine Hanım “İnşallah abla” derken başı önünde elinde poşetlerle yürüdü. Kerime........
© Mardin Life
visit website