Akıl, izân ve vicdân sâhibi olan insanlar, İslâmiyetin terakkî dini olduğunu rahatlıkla anlarlar. Fakat aklî melekesi noksan olanlar veya kasıtlı davrananlar, İslâmiyetin üstünlüğünü anlayamazlar. Akıl ile zekâ farklı olduğu için, nice zekî insan dünya işlerinde son derece başarılı olduğu halde, âhiret işlerinde gâfildirler ve maalesef İslâmiyetin her zaman ilerlemeyi emrettiğini idrâk edecek kapasiteye sâhip değildirler. Şayet hata ve kusur varsa, suç İslâmiyette değil, dînî emirleri yerine getirmeyen, kötü örnek teşkil eden ve tembellik yapan Müslümanlardadır.

Utanmadan ve Allahü teâlâdan korkmadan müslümanlara gerici diyerek iftira atanlar ve bizi İslâmiyet geri bıraktı diyen yerli ve yabancı müfteriler aşağıdaki maddeleri bilselerdi ve kasıtlı olmasalardı, böyle bir bühtanda bulunmazlardı. Bunlar, pâyeli ve pâyesiz câhillerdir. Sözkonusu İslâmiyetin altın kurallarını şöyle sıralayabiliriz:

1.İslâm, birlik ve beraberliği emir edip, tefrikayı yasaklıyor. Kur’ân-ı kerimde, “Topyekün Allah’ın ipine sarılın”........

© Maraş Gündem