menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Osmanlı Dönemi Şam’da Örnek Bir Şahsiyet

13 0
20.01.2025

İstanbul Müftü yardımcısı iken, müftü Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı Beyin başucunda asılı levhadaki eski harfli “Müftüye fetva danışmadan önce, kendi vicdanına danış.” sözü, beni çok etkilemiştir. Farz, haram, vacip, sünnet, mekruh, mendup ve mübahı bilmeden tasavvuf hayatı icra edilemez. Tasavvuf ehlinin dini hakkıyla yaşayabilmesi için, kesinlikle fıkıh ilmini kifayet miktarı bilmesi zaruret mahallindedir. Bu özelliğe sahip olan Şamlı mümtaz bir âlim İbn Abidin’i şöyle tanıtabiliriz.

Şam'da yetişen ve Osmanlıların en meşhûr fıkıh âlimlerinden olan İbn-i Âbidîn'in ismi, Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer’dir. 1784 senesinde Şam'da doğdu. İbn-i Âbidîn, küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Şam'daki meşhûr kırâat âlimlerinden Şeyhü'l-Kurrâ Saîdü'l-Hamevî'ye gitti. Fen ve sosyal ilimlerin, yanısıra, tefsîr, hadîs ve fıkıh ilimlerini de öğrendi. Hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin tavsiyesi üzerine, Hanefî mezhebine geçti. Daha on yedi yaşındayken, fıkıh kitapları üzerine hâşiye ve şerhlerle açıklama ve îzâhlar yaptı. Kıymetli eserler yazmaya başladı.Hadîs ilminde de, Şam'da bulunan muhaddis Kuzberî'den icâzet, diploma aldı. İbn-i Âbidîn, zâhir ilimlerini öğrendikten sonra, kelâm ve tasavvuf ilimlerini de zamânın en büyük âlimi ve tasavvuf ehli, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'den öğrendi. Onun sohbeti ile şereflenerek kemâle geldi. İbn-i Âbidîn'in ilimdeki üstün derecesini, ahlâkını ve hizmetlerini oğlu Alâeddîn Muhammed şöyle anlatmaktadır: "Babam uzun boylu, heybetli ve vakârlı idi. Yüzünde nûr parlardı. Vaktini, devamlı, ilim öğretmek ve talebe yetiştirmekle,........

© Maraş Gündem


Get it on Google Play