menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kaçınılmaz Görev!

8 0
17.03.2025

İslâmiyetin beş şartından biri olan zekât, hicretin ikinci yarısında Ramazan ayında farz oldu. Zekât, kutsal bir borçtur.

Acı azaplardan kurtulmak için, malların zekâtını, tarla mahsullerinin, sebze ve meyvenin uşrunu vermek şarttır. Zekât kırkta bir, uşur onda bir verilir. Namaz kılmayan, oruç tutmayan bir Müslümanın da zekât vermesi gerekir. Zekât vermeyen zengin, binlerce fakirin hakkını gasbetmiş olduğu için ve Allahü teâlânın emrini yapmadığı için, bunun hiçbir hayratı, hasenatı kabul olmuyor.

Senelerce zekât vermeyenlerin zekat borçları birikerek, bütün malını kaplar. Malı kendinin sanıp, müslümanların o malda hakkı olduğunu, hatırına bile getirmez. Kalbi hiç sızlamaz. Bu mala sımsıkı sarılmıştır. Böyle kimseler, Müslüman olarak tanınır. Fakat bunlardan, imânını kurtaran pek nadir olur.

Bir âyet-i kerimede (Bakara, 276): “Allahü teâlâ, faiz alan ve verenlerin mallarının hepsini yok........

© Maraş Gündem