Mısır Gezisi
Yolculuk için aslında hiç uygun değildi. Kar yağışı için uyaran meterolojiye inat biz uçakla Mısır’a uçacaktık. Lakin uçağın erteleneceğinden ve hava limanında saatlerce beklemek veyahut eve dönmek zorunda kalmakta cabasıydı. Endişeli başımı taşıyıp bizi hava alanına ulaştıracak servise uzun bir bekleyişten sonra binebildim. Trafik çok yavaş ilerliyordu.Okullar tatil edilmişti.Acabalarla yol alırken turbaşımız Hüseyin bey araca bindi ve bizi rahatlatıcı sözlerle endişelerimizi azalttı.
Hava limanında grubun diğer üyeleriyle birleşip pasaport işlemlerini ve bagaj işlemlerini halledip bekleme salonuna geçtik. Gece uçuşumuz 03.05’ti. Bekleyişimiz uçağa binmekle son buldu. Şarm El-Şeyh’e indik. Gecenin dördü ama soğuktu.
Otele yerleşince güneşli günlerimiz başladı. İlk günümüz de Kızıldeniz’e girebilmiştik. Sonraki günler zamansızlıktan girilemedi. Vakit bulup girenler oldu. Çünkü suyu şifalıydı.Tur programı yoğundu. Bulduğumuz şehir en güzel sayfiye yerlerinden biriydi. Turistik, trafik ışıkları olmayan, rağmen temiz bir şehirdi. Cam teknede balıklarla yüzdük. Aslında biz izledik onları onlar yüzdü.Mercanların güzelliği hayranlık uyandırıyordu.O kadar güzellerdi ki ve işin güzelliği bir tane yabancı cisim yoktu. Akvaryum gibi tertemiz bir sualtıydı izlediğimiz. Hayranlıkla balıkları ve mercanları izlerken İstanbul’da pet şişelerle dolu kağıt atıkları geldi aklımıza. Utandık tabi ki. Bir izmarit bile yok.
***
Mısır’ın Giza, Kahire ve İskenderiye şehirleri rotamızdı.
O gece Mısırlıların gecesi vardı. Biz de zenne, onlarda tennure olmuş. Dansları farklı tennurelerin. Animasyon gösterileri, dans gösterileri ve olmazsa olmazları gecelerin dansöz vardı. Yemekler açık büfe idi. Mısır yemekleri açık büfeydi. Lakin salata dahi bol baharatlı soslu idi. Farklı yemekler vardı. Patlıcan yemekleri fena değildi. İçli köfteye yazık olmuş, fikrimce. Bildiğimiz yemeklerden aldık. Diğer yemekler hep bol baharat ve tat çok farklıydı.
Otelin çoğunluğu bizim gruptu. Kırk sekiz kişiydik. Otel çalışanlarının hepsi İngilizce konuşuyorlardı.
En ünlü kafelerine gittik. Adı Farsh. Gündüz kalabalıktı. Akşamı görün dediler. Akşam çok ışıklı ve güzel olur dediler. Bekledik. Gerçekten her yer ışıklandı ve Mısır ezgileri her yanı sardı. Herkes oturduğu yerden yer bulamayanda ayakta salınıyordu. Alan olarak çok geniş bir alana sahipti. Sakinleşmesi mümkün değil sürekli insan akımı var. Yerli yabancı büyük bir kalabalık. Geç oldu ve otele döndük.
Bir gece de El........
© Maraş Gündem
