Olum Osman, Bu Ay-Em-Ef Ney Ay-Em-Ef ?
Rahmetli Mulla Memmed Emmi, Her zaman ki gibi eski Belediye'nin altında ajans vakitlerinde tıklım tıklım dolu olan, Köprübaşı'nın en büyük kahvesine televizyonu eyi göreceği bir masaya telaşla oturuverdi. Zira hayatı boyunca önceleri radyo şimdilerdeyse televizyon da hiç kaçırmadığı ajans başlamak üzereydi...
Mulla Memmed emmi yanında ki boş sandalyeye oturtacak kafa dengi biri için bir sağına bir soluna bakınırken ruh ekizi, çok güvendiği, yarı yaşında ki "Dibidik Osman" ını görünce, O'na "yanımda yer var !" işaretini verdiğinde, "davşan ğanı" çayları gelmişti bile...
Doksanlı yılların sonlarının Türkiye'si, döviz yokluğu, enflasyon, hayat pahalılığı, İşsizlik derken, siyasetinde acımasız çekişmelerine sahne oluyordu.
Eee ailelerde bile 'kör olsun yokluk' öyle değil midir ki ? Dolayısıyla Türkiye, dış borç çevirme için de, Üretime ham madde alımı için de dövize muhtaçtı. Uluslararası Para Fonu yani İMF heyetinin biri gelip biri gidiyordu. Gündemimizin en önemli maddesi Ay Em Ef'di.
Mulla Memmed, Cumhuriyetle yaşıt yaşına rağmen, günde en az bir, bazen iki defa Göksun'u bir baştan bir başa turalar, İlçede........
© Maraş Gündem
