BARIŞA OMUZ VER !
Türkiye siyasetinde son haftalarda farklı adlarla anılan bir süreç yaşanıyor.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Terörsüz Türkiye, Barış ve Demokratik Toplum Süreci… İsimler değişebilir; meselenin özü: ülke halklarının çatışmasız, huzurlu bir geleceğe sahip olmasıdır.
Bu nedenle tartışılması gereken, sürece üye veren partilerin niyetleri, kimlerle yan yana göründükleri veya siyasi arka planları değildir.
Asıl mesele, bu ülkenin halklarının barışa katılım sağlamasıdır.
Barışın Sahibi Halktır
Barış, Ankara’daki masalarda başlayabilir fakat sokakta, mahallede, köyde, okul, iş yerinde güçlenir ve ülkede kalıcılaşır.
Barışın Önündeki Eski Alışkanlıklar
Süreç ilerlerken barış karşıtı seslerin de hızla devreye girdiği görülüyor. Çatışmadan beslenen, toplumsal gerilimi siyasi sermaye hâline getiren çevreler; ırkçı dil üzerinden kitle mobilizasyonu yaratmaya çalışan gruplar; yıllardır kan üzerinden güç devşiren yapılar… Hepsi aynı refleksi gösteriyor: Umudu boğmak. Çünkü barış, yıllardır varlıklarını sürdüren “gerilim ekonomisini” dağıtıyor.
Barışın Düşmanları ve Çatışmadan Beslenenler
Elbette barış adımlarını değersizleştirmeye çalışanlar var.
Kimler mi?
• Karanlıkta yaşayan yarasa misali çatışmadan beslenenler,
• Mezhepçi, ırkçı,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden
Joshua Schultheis