İmam Maturidi ve Özbekistan’da Maturidi Yılı
İmam Mâturîdî, İslâm inanç sistemi içerisinde önemli bir konumu sahip olan ve Ehl-i Sünnet düşüncesinin Mâturîdiyye ekolünün kurucusu kabul edilen Kelâm, Fıkıh, Fıkıh Usûlü, Mezhepler, Kıraat ve Tefsir konusunda eserler veren çok yönlü bir âlim ve mütefekkirdir. Düşüncelerinindoğru anlaşılması, doğru yorumlanması, geniş kitlelere etkin bir şekilde sunulması günümüz problemlerine çözüm üretme yönünden mühimdir. Zira içinde yaşadığımız çağın sorunlarının üstesinden gelebilme ve İslam dünyasının birlikteliğine zarar veren algı ve yorumlara karşı durulabilinmesi İmam Mâturîdî’nin daha iyi bilinmesine ve tanınmasına bağlıdır. Bu da İnşallah bize Türk ve İslam Dünyasının sorunlarını çözecek öneri, neticeler ortaya konmaya ve sorunlarımızın çözümüne perde aralayacaktır.İmam Mâturîdî’nin kısaca bazı önemli görüşlerine yer verecek olursak;
İmam Mâturîdî’nin düşünce sisteminde pek çok konu yer almakla birlikte, birçok konuyu açıklamak için anahtar kavram olarak hikmet kavramı yer aldığı görülmektedir. Eserlerine bakıldığında onun hikmet anlayışı, kendisini fıkıh ilminde de göstermiş olduğu, bu bağlamda o ibâdet ve muâmelât meselelerinde de konuları hikmet ile açıklama yolunu tercih ettiği anlaşılmaktadır. Hikmeti tercih ettiği sözlük anlamıyla birlikte Kitabu’t-Tevhid ve Te’vilâtu’l-Kur’ân adlı eserlerinde hikmeti o; Kur’ân’ı anlayıp bilmeyi, derin anlayış kabiliyeti, söylediği şeyde isabet etmeyi, her şeyi yerli yerine koymayı, hadleri ve sırları anlamayı, hükmederken ayrım yapmamayı, yargılarda adil olmak gibi manalarla anlamlandırdığını görmek mümkündür. Ayrıca Mâturîdî hikmet anlayışını Allah’ın sıfatları ve ilâhî fiillerin hikmet üzere olması ile salâh-aslâh, hüsün-kubuh ve teklif-i mâ lâ yutak üzerine temellendirdiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda İmam Mâturîdî düşünce sistemini hikmet üzerine bina ettiği düşüncesindeyiz. Bunun yanında Allah’ın hikmet sıfatı temelinde Hakîm olan yaratıcının fiillerinin hikmet üzere olduğu fikri, Mâturîdî açısından merkezi öneme sahipolduğunu söylemek mümkündür.
Yine bu noktada İmam Mâturîdî’nin kendine has orijinal bir ahlâk teorisi geliştirdiği görülmektedir. Mâturîdî’nin; ahlâk teorisi, her konuda kendi içinde bütünlük arz eden orijinal bir ahlâk teorisidir.
Mâturîdî’ye göre, fiillerin yaratıcısının Allah olması, bu fiillerin eyleme dönüştürülmesinde insana herhangi bir zorunluluk yüklememekte; yaratılan fiillerden dilediğini yapıp yapmamak hususunda, insan tamamen hür olmaktadır. Bu konuda asıl olan şudur:
İnsanın gerçekten bir fiili olduğu sabit olmuştur. Hür olarak seçtiği bu fiilini insan, aynı zamanda beğenir. Adı geçen fiilin Allah tarafından yaratılmış olması, insanı o fiili yapmaya zorlamaz. Demek ki Mâturîdî’nin sisteminde, yaratma yönünden Allah’a, kazanma yönünden kişiye ait olan fiilleri insan, kendi hür iradesiyle beğenip seçmekte ve eyleme dönüştürmektedir. Esasen Allah’ın fiilleri yaratması da,........
© Maarifin Sesi
