Hakiki İlim; Eğitimde Madde ve Mânâ Dengesi
“Her eve bir anne, yedi mahalleye de bir doktor lazım, işte o doktor ben olayım.”
(Dr. A. Hümeyra ÖKTEN).
Hastalarını muayene ederken onlara dua edip, reçetesini Besmele çekerek yazan ve reçetenin köşesine dikkat çekmeyecek şekilde “B” remzini iliştiriverecek kadar iyilik ve ihlas sahibi. Babasının çevresinde yer alan; Zahid Kotku, Ahmed Naim, Ali Ayni, Mahir İz ve Nurettin Topçu gibi pek çok önemli ismin bilgisinden istifade etti. Birçok âlim ve devlet adamının doktorluğunu yapan; Hacca giden ilk kadın doktor.
İmam hatip okullarının öncüsü M. Celaleddin Ökten’in kızı. Prof. Dr. Sadettin Ökten Hocanın kız kardeşi Dr. Ayşe Hümeyra Ökten Hanımefendi, Peygamber Efendimize (S.A.V.) komşu olma arzusu ile sürdüğü hayatını Medine’ de tamamlayana kadar yüzbinlerce insanın hayır duasını alarak ihlasla doktorluk mesleğini sürdürmüş ilk başörtülü hekim.
Hümeyra Ökten, ilkokula başladığında zekası ile ilk olarak öğretmenlerinin dikkatini çeker. Başarılı öğrencilik hayatı lisede de devam eden Ökten, bir erkek kardeşinin hastalıktan vefat etmesi üzerine ailenin de teşviki ile doktor olmaya karar verir. Çalışkan, zeki ve güçlü bir kişiliği olan Hümeyra Ökten okuldaki başarısının neticesinde 1943 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ne girer. Ömrünün 57 yılını doktorluk yaparak, insanlara hizmetle geçiren Hümeyra Hanım’ın hayatı sürekli çalışma ve mücadele içinde geçer. Kendisini hastalarına adayan Ökten, 95 yıllık hayatına yüzbinlerce hayır duasını sığdırarak o çok sevdiği Medine’de hayata veda etti.
Madde ve mana dengesini hayatına nakşetmiş. Münevver bir hanım, başarılı bir doktor ve Allah’ın rızasını şiar edinmiş bir Mümine. Müspet İlmi, hakiki ilimle meczederek sürdüğü ömrünü, şehirlerin en güzelinde tamamlayan, Allahüalem dünyasını ve Ahiretini kurtarmış bu güzel insanla yapılan farklı söyleşilerinde Müslümanca yaşayışını, mesleğini icra ederken nasıl sürdürdüğünü görebiliyoruz. Örnek olunası hayatı ile yapılan röportajlardan bazı kesitler şu şekilde yer almaktadır:
“Annem, babam benden çok memnundu. Anneciğim yumuşak huylu, sabırlı, becerikli, zeki, anlayışlı, idareli bir hanımefendi idi. Tatlı sözlü, güler yüzlü idi. Bizim rahatımız, derslerimize güzel çalışmamız için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazdı. Biz istediğimiz şeyi annemize söyler, o da babamıza bildirirdi. Babam hoca olduğu için kendisi oturur, kitabını okur, hizmete ihtiyacı olur; gazetesini, kalemini, kitabını, mendilini, bazen de suyunu isterdi. Bir şey istediğinde “Hümeyra getir” der, getirince de “Dur şimdi içimden geldi, sana dua edeceğim” derdi.
“Baba işim var, duayı sonraya bıraksak” derdim ama o devam eder; “Dünyan ve ahiretin mamur olsun” diye dua ederdi. Elhamdulillah oldu bu. Anneannem “Allah ömür bereketi versin” derdi. O da oldu. Hastalarının duası: “Ayağın Kabe’ye varsın.” “Elhamdülilllah” diyor, “hepsi de oldu.”
“Mekke’ de doktorluk yaptım. Hicazdan döndüm başım açık çalışıyorum. Üniversiteye gittim. Hocam “Ben istifa edeceğim, ayrılacağım.”........© Maarifin Sesi
visit website