Gazze Harap Olduktan Sonra Keşke Demek!
Hayatımızın değişik evrelerinde yaptıklarımızı, yapmadıklarımızı, yapamadıklarımızı geriye dönük olarak değerlendirdiğimizde vicdanımızın onaylamadığı icratlarımız için pişmanlıklarımızı hep “KEŞKE” kelimesi ile ifade ederiz. Keşke aynı zamanda nefis muhasebesini, pişmanlığı, nedameti tövbeyi gerektiren bir kavramdır. Her keşke aynı zamanda geçmişte yaşananlardan ders almamızı gerektiren bir ifade demektir.
Irak’ın işgali, Libya’nın yıkılması, Mısır’da Sisi darbesi ve Suriye’nin bataklığa dönüştürülmesi gibi insanlığın felaketine sebebiyet veren olaylar için “keşke” demeyen insanlık Siyonist İsrail’in insanlık dışı soykırımı için hala “keşke” demekten imtina etmektedir.
İçinde yaşadığımız çağda insanlık ağır bir imtihandan geçmekte, kendi kıyametini kendi hazırlamak için koşar adım yol almaktadır. Genelde 1 asrı aşan zamandan beri, özelde ise yaklaşık bir yıldan beri, cesaretlerini ümmet-i Muhammed’in suskunluğundan, dağınıklığından işbirlikçilerinin yardımından alan Siyonist İsrail Filistinli, kardeşlerimizi, öz topraklarında; kadın, yaşlı, bebek, çocuk demeden dünyanın gözü önünde eşi benzeri görülmemiş büyük bir soykırıma tabi tutmaktadır.
7 Ekim 2023’ten beri geçen süreç içinde Siyonist İsrail, % 80’i Kadın ve çocuklardan olmak üzere Gazze halkının 42000’e yakınını şehit ettiği, 96000 binden fazlasını yaraladığı 2,5 Milyon Gazze halkının 1,9 Milyonunu zorunlu göçe tabi tuttuğu halde başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlar yaşanan insanlık dışı olay karşısında suskunluğunu korumaktadır.
Siyonist caniler tarafından Gazze halkının evleri, hastaneleri, okulları, üniversiteleri, ekmek fırınları, elektrik santralleri, yetim haneleri, mülteci kampları karadan, havadan, denizden bombalanırken vicdani duyarlılığını kaybeden insanlar, vicdani duyarlılığını kaybeden Müslümanlar, vicdani duyarlılığını kaybeden uluslararası kuruluşlar işlenen vahşet karşısında sessiz kalarak, Siyonist İsrail’e desteğini sürdürmektedir.
Gelinen noktada Müslümanların suskunluğundan ve insanlığın vurdumduymazlığından cesaret alan Siyonist İsrail, bir taraftan Gazze şeridinde acımasız saldırılarına devam ederken, çağrı cihazlarını, telsizleri patlatarak yüzlerce Lübnanlıyı öldürmek binlercesini yaralamak suretiyle hem soykırım alanını genişletmekte hem de olayı insanlığı tehdit noktasına getirmektedir.
Siyonist İsrail’in Gazze, Lübnan, hatta Suriye, Yemen saldırılarını sadece bu ülkelerin iç sorunu gibi görüp sessiz kalmak bütün insanlığa karşı yapılan en büyük ihanettir. Çünkü İsrail sadece Orta Doğu için değil aynı zamanda insanlık için en büyük tehdittir. Zulme rıza göstermek ise zulümdür. Haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytan olmaktır. Kim olursa olsun, zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana” olmak imani ve insani bir sorumluluktur. İnsanlığın işlenen soykırımı durdurma yerine güçten yana meylederek, zulme ortaklığı seçmesi ne kadar onur kırıcı bir davranıştır. Hz. Ali der ki: Şeref ve namus, en büyük hazinedir. Onlara malik olanlar, hayatlarını daima memnun ve mesut geçirirler. Ancak “Haksızlığa karşı eğilirseniz hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.”
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu........
© Maarifin Sesi
visit website