İstanbul’dan Köln’e Gezi Notları-4
Sebilürreşâd Mecmuası adına 1913 senesinde çıkmışolduğu Avrupa seyahatinde, Ömer Ferit Bey’i şaşkınlığa düşüren sahnelerden birisi de dükkânlarda karşılaştığı muameledir. Onun, Avrupalıların ticaret ya da diğer bir ifadeyle esnaflık ahlâkına dair şu tespiti sanırım bizde de fazlasıyla şaşkınlık oluşturacaktır. Bizzat kendi kaleminden Cenevre’deki mağazalarda karşılaştığı muamele şöyle tasvir edilmektedir: “Mağazaya girince insana gayet nazikçe davranıyorlar. Hatta insan birçok şeylere bakıp da hiçbir şey almadan kuru bir özür ile mağazadan çıksa sanki birçok şeyler almış gibi nazikçe iltifat ile müşteriyi uğurluyorlar.”
Her ne kadar beş gün süren Köln gezimizde herhangi bir mağazada satıcıyla doğrudan iletişim kurduğumuz bir alışveriş gerçekleştirmemiş olsam da Kerpen’deki bir fırındamüşterilerle kurulan iletişimin Cenevre’deki sahneden farkı yok gibiydi. Bu konuda istisnalar az olmakla beraber, kaidenin bozulmadığı ülkemizdeki genel manzara herkesçe malumudur. Ancak Ömer Ferit Bey’in, bizim esnafımıza dair gözünde canlanan manzarayı aktarmakla yetinelim: “…esnafımızdan bazılarının müşteriye malının zekâtını veriyor ya da tasaddukediyor gibi başa kakıcı ve eziyet verici davranışları gözüme geldi.” 1913 yılına dair bu tespitin, aradan geçen bir asrı aşkın zaman içerisinde geçerliliğini yitirmiş olduğunu söylemek mümkün müdür acaba?
Öte yandan, Avrupa’da gezdiği şehirlerde kime danıştıysa, kimden bir şey sorduysa zerre kadar sert bir davranış görmediğini belirten Ömer Ferit Bey, Avrupalıların bu halini fazlasıyla takdir ettiğini belirtirken insanın gözünün önüne Eminönü, Aksaray, Beyazıt gibi yoğun mekânlarda (eskisi kadar olmasa da) az da olsa bazı büfe ve dükkânlara asılmış olan “adres sormayın” yazıları geliveriyor ister istemez.
Hafta içi günlerde akşam saat 20.00’de tüm işyerleri........
© Maarifin Sesi
