Köyleri Ayarlama Enstitüsü!
Türk edebiyatının en büyük romanı hangisi?” sorusunun bendeki cevabı Saatleri Ayarlama Enstitüsü’dür.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Türkiye örneği üzerinden müthiş bir bürokrasi tasviri yapar ki, aynı zamanda cihanşümuldür, evrenseldir. Türkiye Cumhuriyeti bürokratik bir cumhuriyet. Osmanlı bürokrasi geleneği, Cumhuriyet’te zirve yaptı. Memurların yükselebileceği son makam, sadrazamlıktı. Cumhuriyet’le devlet başkanlığına da sahip oldular, böylece son noktaya vardılar.
Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü bir eleştiri ihtiva ediyorsa, ki durup dururken yazılmamıştır, bunun temel bir Cumhuriyet eleştirisi olduğunu bilmek zorundayız.
Türkiye’yi teslim alan bürokrasi, ayakta kalabilmek ve kendi varlığını bütün topluma kabul ettirmek için ideolojik bir eğitim ve iletişim sistemi meydana getirdi. Bu eğitim ve iletişim sistemi o zamanın şartlarında şehirlerde bir zemin bulabiliyordu. Fakat nüfusun büyük bir çoğunluğu köylerde yaşıyordu. Şehirlerde yaşayan nüfus toplam nüfusun ancak yüzde 25’ini teşkil ediyordu.
Onun üç katı köylerde yaşıyordu ve köylere ulaşmak öyle kolay değildi.
Birçok sebeple değildi. Önce yol meselesi, sonra araç meselesi. Bunlar halledilse bile, mekân meselesi, yani okul binası. Ve en önemlisi öğretmen ihtiyacı. Köylerde camiyi, imamı dışarıda bırakarak bir sistem kurmak gerekiyordu. Din şehirlerden kovulmuş, köylere henüz ulaşılamamıştı.
“Köy”le “enstitü” kelimesi işte bu sebeple bir araya getirildi.
Türkçede bir........
© Maarifin Sesi
visit website