Meseleyi mi bilmiyoruz yoksa meselenin bilinmesini mi istemiyoruz?
Eğitim bahsinde yoğun bir gündemin içindeyiz. Yeni eğitim-öğretim dönemimiz yaklaşık bir ay sonra başlayacak. Müfredat, Öğretmenlik Meslek Kanunu gibi isimleri büyük düzenlemeleri konuşuyor olmamıza rağmen yine her şeyi bildiğimiz gibi yapacağız ve bugün önümüzde duran sonuçların aynısıyla yeniden karşılaşacağız. Neden?
Çünkü değiştirilmesi gereken şeyler yerli yerinde durduğunda tali alanlarda yapacağınız değişikliklerin bir anlamı olmaz. Değiştirilmesi gereken şeyler dediğimizde basit ve bir kararla olabilecek şeylerden bahsetmediğimizi belirtelim öncelikle. Maalesef Türkiye’de sorun, genelde iyi niyetle bir karar alma meselesi olarak değerlendiriliyor. “Vatanımızı, milletimizi seviyoruz, iyi niyetle bir karar aldığımızda meselelerimiz kendiliğinden çözülecek!” Keşke hayat bu kadar sade bu kadar kolay olsa! Sorunlar da hemencecik çözülüverse!
Bu kavrayış kamusal işleyişimizin bu halde olmasının en temel müsebbibi olarak görülmelidir. Sorunu anlamaktan aciz bu vaziyetin sorun çözmesini beklemek akla ziyandır. Kavranamayan soruna çözüm üretildiği nerede görülmüştür? Bu vesileyle eğitim-öğretim meselesinin konuşulduğu bu ortamı da........
© Maarifin Sesi
visit website