Sahte Diplomalı Akademi: Türkiye’nin Çürüyen Liyakat Sistemi
Türkiye’nin akademik dünyası, sahte diplomalarla dolup taşıyor. Profesör, doçent, rektör unvanları gerçek bilgi ve emeğin değil, sahtekarlığın ürünü haline gelmiş durumda olabilir mi?
Yaklaşık 400 akademisyenin sahte diploma çetesinden edindikleri diploma ile atanması itiraf edilmiş olsa da gerçek sayı çok daha yüksek olabilir. On binlerce sahte diplomalı akademisyen, sağlık çalışanı, hukukçu ve bürokratın varlığının şüphesi, devletin temel yapılarını tehdit etme potansiyeli sadece eğitim sisteminin değil, devletin çöküşünün de habercisi. Üstelik tablo, sadece skandal değil, sistematik ihanettir.
Liyakat Yerini Sahtekarlığa Bıraktı
Eğitim kurumları, bilgi ve emeğin değil, sahte belgelerin merkezi haline geldi. Sahte diplomalıların sağlık, hukuk ve bürokrasi gibi kritik alanlarda görev yapması, toplumun güvenlik ve adalet mekanizmalarını zedeliyor. Suriyeli sığınmacılarının beyanlarıyla atana sağlık çalışanlarından, hukuk diploması olmayan hakim ve savcılara kadar uzanma potansiyeli olan vahim tablo, milli güvenlik açısından alarm veriyor. Eğitim kalitesindeki düşüş, liyakatsızlık ve akademik yozlaşma, ülkenin geleceğini karartan gerçekler göz ardı edilemez. İnsanlar artık diplomasına değil, sahtekarlığına bakıyor.
Fetö Bağlantıları ve Siyasi Örtbas
Sahte diploma çetesinin kökleri Fetö’nün sınav sorularını çalması ve akademik atamalara sızmasıyla derinleşmişti. Ancak mesele sadece Fetö ile sınırlı değil. Onlarca farklı çete, siyasi bağlantılarla birlikte hareket ediyor. İktidara yakın........
© Küresel İfşa
