menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kızamık Salgını Adı Altında Gizlenen Gerçekler

5 0
13.04.2025

Toplum sağlığı adı altında yürütülen kampanyaların ardındaki karanlık gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Son dönemde pompalanan “kızamık salgını” paniği, aslında çok daha sinsi planın parçasıdır. Bu, Covid-19 aşılarının neden olduğu yıkıcı hasarların üzerini örtmek için tasarlanmış bilinçli aldatmacadan başka bir şey değildir. Yıllardır süregelen sahtekarlıklar, insanları korkutarak yeni aşı dayatmalarına zemin hazırlamaktadır. Ancak gerçekler, ne kadar örtbas edilmeye çalışılırsa çalışılsın, su yüzüne çıkmaya mahkumdur.

Kızamık Değil, Aşı Hasarı: Sistematik Yanıltma Operasyonu

“Kızamık” olarak etiketlenen vakaların ezici çoğunluğu, aslında mRNA’lı Covid-19 aşılarının doğrudan sonucudur. Aşıların içeriğinde bulunan ve adjuvan olarak kullanılan Polietilen Glikol (PEG) isimli madde, tek başına bile deri döküntülerine yol açabilecek potansiyele sahiptir. Vücut tarafından yabancı antijen olarak algılanan PEG, bağışıklık sistemini aşırı tepki vermeye zorlayarak antikor fırtınasına ve sonuç olarak anaflaksiye neden olur. Anaflaksinin en belirgin semptomlarından biri ise, tam da “kızamık” teşhisi konulan deri döküntüleridir.

Covid aşılama programının başlamasından bu yana, her yıl aşı hasarları farklı “salgın” adı altında pazarlanması, küresel çapta işlenen suçun örtbas edilme çabasıdır.

PEG Zehri: Bağışıklık Sistemine Vurulan Darbe

Polietilen Glikol (PEG), sadece basit yardımcı madde değildir; bağışıklık sistemini altüst eden sinsi zehirdir. Hücreler tarafından tehlike olarak algılanması, vücudun kendi kendine saldırmasına yol açan otoimmün reaksiyonları tetikler. Ani şok ve deri döküntüleri, zehrin sadece görünen yüzüdür. Uzun vadede ise........

© Küresel İfşa