Yeni yazıma başlamadan önce…

29 Ekim 2025’te Gebze’de yedi katlı bir bina çöktü.
Ama altında kalan sadece beton değildi; bir şehrin güven duygusu da yerle bir oldu.
Aynı aileden dört can toprağa verildi. Allah’tan rahmet diliyorum.

O gün herkes aynı soruyu sordu:

“Sebep metro mu?”, “Zemin mi çöktü?”, “Yoksa ihmal mi var?”
Sosyal medya saniyeler içinde verisiz bir mahkemeye döndü.
Ve hedefte bir isim vardı: Tahir Büyükakın.

Ama bu olay bize şunu hatırlattı:
Dedikodu hızlı yayılır, ama gerçek daima önde yürür.

Tahir Başkan, ilk andan itibaren Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’la sahadaydı.
Ne popülizm yaptı, ne şov…
Bilimle, uzmanlarla, vicdanla yürüdü.
Krizi siyasi değil, ahlaki bir sorumluluk olarak gördü.
Dedikodular yükseldi belki, ama onun duruşu daha yüksekti.

Bir bina çöktü evet…
Ama bir liderlik duruşu yeniden yükseldi.
Çünkü bu şehir sadece betonla değil, vicdanla ayakta duruyor.

Kimlik Çağı: Devletler Kendi Hikayesini Yeniden Yazıyor
Dünya değişiyor.
Devletler artık isimlerini, anlamlarını, hatta varlık sebeplerini yeniden tanımlıyor.

Rusya geçmişine sarılıyor.
Amerika, “Tanrı’yı aileye geri getireceğiz” diyor.
Çin, “Biz medeniyetiz” diyerek geleceği kendi kalemiyle yazıyor.

Avrupa mı?
Bir pusula gibi kendi etrafında dönüyor.
Dışarıda demokrasi, içeride veto.
Artık kimlik halkın değil — devletin meselesi.

Çipten........

© Kocaeli Koz