Fransa’nın Filistin’i tanıma kararı yalnızca bir devletin dış politikasındaki değişim değil, Batı’nın onlarca yıldır sürdüğü maskenin düşüşü ve küresel oyunun yeni baştan kurulduğunun işaretidir. Peki, bu yeni dünyada Türkiye’ye hangi rol düşüyor?

Dünkü yazımı yazarken biliyordum: Bazı taşlar yerinden oynayacak, bazı yüzler kızaracak, bazı ezberler çatlayacaktı. Çünkü eski dünyanın son sahnesini izliyoruz ve yeni bir dünya burada, bu topraklarda kuruluyor. Artık oyun, bizim sokağımızda, bizim kalemimizle oynanıyor.
Her seferinde aynı klişe: “Ekonomi ne olacak, vatandaş ne çekecek, adalet var mı?”

Buradan bir kez daha söylüyorum:
Benim kalemim bir partinin, bir ideolojinin değil; bu milletin ve bu toprakların kaderinin tarafındadır.
Ekonomiyi de, hukuku da, toplumsal sıkıntıları da defalarca yazdım, yine yazarım. Ama anlamamız gereken şu:
Bugünü sadece bugünün fotoğrafıyla okursan, yarının filmini kaçırırsın.
Ben, filmin tamamına bakıyorum.

Tarih Masada Değil, Sahada Yazılır

Bir okurum “Alternatif 1918” diye bir hikâye göndermiş. Güzel düşünce…
Ama tarihin akışı başkalarının masasında yazılırsa, bize sadece seyretmek kalır.
Sahada, masada, kalemi elimizde tutarsak; işte o zaman yarına imza atarız.

Dün Neydi, Bugün........

© Kocaeli Koz