Son yıllarda ülke olarak büyük bir gerilim sarmalının içine hapsolmuş durumdayız. Gündem her geçen gün biraz daha ağırlaşıyor; siyasi belirsizlikler, ekonomik krizler, eğitimde sorunlar, sağlık sistemindeki aksaklıklar ve en önemlisi de geçim sıkıntısı, toplumun her kesimini derinden etkiliyor. İnsanlar sıkıntılı, umutlarını kaybetmemek için direniyor.

Ekonomi, bir ülkenin bel kemiğidir ve maalesef Türkiye'de bu bel kemiği günden güne daha fazla kırılmaya yüz tutmuş durumda. Maaşlar her geçen gün eriyor, alım gücü hızla düşüyor. Pazardaki meyve-sebze fiyatları uçmuş, market fiyatları ise adeta bir yangın yerine dönmüş durumda. Orta direk kalmadı, ya lüks içinde yaşayan bir kesim ya da ay sonunu getirmekte zorlanan milyonlar var. Kiralar almış başını gitmiş, temel ihtiyaçlara bile ulaşmak artık büyük bir lüks haline gelmiş durumda.

Çalışan kesim için durum daha da vahim. Asgari ücret artışları kağıt üstünde olumlu gibi görünse de, piyasada yaşanan enflasyon karşısında hiçbir anlam ifade etmiyor. Marketlerde etiketler haftalık değil, neredeyse günlük değişiyor. Zamların ardı arkası........

© Kocaeli Koz