Çocukluğumuzda Ramazan: Bir Nostalji Yolculuğu
Ramazan ayı, çocukluğumuzda bambaşka bir anlam taşırdı. Ay daha yaklaşmadan evlerde tatlı bir telaş başlar, hazırlıklar günler öncesinden yapılırdı. Mutfağın köşesindeki dolaplar un, şeker, pirinç, hurma gibi erzaklarla doldurulur, evin bereketi artardı. O zamanlar paranın da değeri vardı, alınan her şey kıymetliydi. Belki de bu yüzden sofraya konulan her lokmanın, paylaşılan her ekmeğin ayrı bir huzuru olurdu.
Küçük yaşta oruç tutmanın heyecanını yaşardık. Yarım gün oruçlarla başladığımız bu güzel ibadet, bizler için bir oyun gibiydi. Gün yarılandığında orucumuzu açarken bile içimizde bir gurur duyardık. Körfez'in Yarımca mahallesinde Ramazan, sanki başka bir güzellikle yaşanırdı. Ramazan başlamadan bir hafta önce alışveriş telaşı başlar, bakkallar, manavlar, çarşılar insanlarla dolup taşardı. İnsanlar alışverişe sadece ihtiyaçlarını almak için değil, bu bereketli ayın neşesini yaşamak için de çıkardı.
İftar vakti geldiğinde evlerde yemekler hazırlanır, sofralar özenle kurulur, komşuluk ve........
© Kocaeli Koz
