menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gerçeği kaybettik hükümsüzdür

45 13
09.02.2025

Gazetelerin küçük ilanlarının önemli bir kısmında kayıp ilanları yer alırdı. O zamanlar muhtelif resmi belgelerini kaybedenler gazeteye ilan vermek zorundaydılar belgenin hem yenisi almak hem de belgeyi ele geçirenler nedeniyle sıkıntı yaşamamak için. İlan tek başına yeterli değildi, bu ilan ile belgenin kaybedildiği yerdeki karakola da başvurmak gerekirdi. Ama ilan formatı hemen hemen aynıydı, belgenin adı yazılırdı ve arkasından “Kaybettim hükümsüzdür” ifadesi yer alırdı. Bu hükümsüzdür kısmı çok önemliydi. Belgeyi ele geçirenlerin onu istedikleri gibi kullanmalarını önleyici bir ifade olarak yer alıyordu kayıp ilanında. Bazı ilanlarda da “Yenisini çıkartacağım için hükümsüzdür” ifadesi yer alırdı belgenin sahibinin adı ve soyadı ile birlikte. Hayata ilişkin alınan yeni kararların özeti gibi bir ilan formatıydı bu da.

Maalesef bugün ülkemizde de gerçekleri kaybettik. Arada ortaya çıkan gerçeklerin de aynen eskinin zayi yani kayıp ilanlarında olduğu gibi hükmü yok. Gerçeklerin hükümsüz olma hali için bir ilana bile artık ihtiyaç duyulmuyor. Çünkü gerçekler hiç kimsenin hoşuna gitmiyor, muhalefetin bile gerçeklere ihtiyacı yok. Onların dünyasında da gerçekler hükümsüz.

Ülkemizde 6 Şubat depreminde büyük bir yıkım yaşandı. Herkes deprem bölgesine koştu. İktidar yaptıklarını, muhalefet yapılamayanları anlattı. Belli bir dönem, yıllık bir rutinidir siyasetin bunu yapmak. Daha sonra inanın unutulur. Çünkü “unutmayacağız, unutturmayacağız” denilen ne varsa unutuyoruz, ilk birkaç yıl sadece günü geldiğinde hatırlıyoruz.

Deprem bölgesinde insanlar enkaz altında kısa sürede yardım gelmediği için öldü. Askerler kışlalarında CHP’li belediyelerin gönderdiği yardım ve müdahale ekipleri kent girişlerinde bekletildi. Bunu unuttuk. İnsanı yardım için bölgeye koşarak gelen politik kimlikli gençler vardı. Ellerine aldıkları ve ne buldularsa doldurdukları kolilerle geldiler deprem bölgesine. Fethiye Ülkü Ocakları yelekli genç TKP’nin sıcacık çorbası ile ısındı, karnını doyurdu. Bu gibi durumlarda, bu iktidarın çok uğraşmasına rağmen o bozamadığı dayanışma ruhu bir kez daha kendini gösterdi orada. (Gezi’yi niye sevmediklerini buradan anlayın.)

Oğluna pantolon alamadığı için intihar eden babayı, çocuklarını parasızlıktan ısıtamadığı için son bir çaba ile saç kurutma makinesini çalıştırarak yan odada kendisini asan anneyi de unuttuk. Ben de çoğunu unuttum art arda onlarcasını sıralayacağımız bu ölümlerin. Unutulmaması gereken en önemli nokta her şeyin bir nedeni vardır, bu ölümlerin de.

Mehmet Şimşek bakan koltuğuna oturduğunda enflasyon yüzde 39’du. Arada yüzde 71’i de gördü, şimdi 42,2 olması ile övünüyor. Merkez bankası 2025 enflasyon hedefini sadece Ocak ayı geçtikten sonra yüzde 3 yükseltti ve 21’den 24’e çıkardı. Yüzde 5’i ilk ay tüketildi bunun. Enflasyonu en........

© Kısa Dalga