menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz?

10 4
03.02.2025

Kadına karşı şiddetin sembol davalarından biri olan Pınar Gültekin’in öldürülmesi ile ilgili davada Yargıtay’ın verdiği karar kamuoyunda büyük bir infiale neden oldu. Yargıtay’ın, ısrarla çağırdığı bağ evinde Pınar Gültekin’i önce döven, sonra boğazını sıkıp bir varile koyarak canlı canlı yakan sanık Cemal Metin Avcı lehine verdiği kararın ayrıntıları da kadına karşı şiddette yargının bakış açısını bir kez daha tartışmaların odağına alacak nitelikte.

Öncelikle, bu tür olaylarda ayrıntı vermeme kuralına sadık kalmaya çalışarak ama Yargıtay’ın kararının daha iyi anlaşılması için olayın nasıl gerçekleştiğini anlatmak gerekli.

Dava dosyasındaki bilgilere göre, sanık Cemal Metin Avcı, olaydan yaklaşık bir hafta önce Pınar Gültekin ile yüz yüze görüşmek istediğini, kendisine cep telefonu vereceğini belirterek buluşma talebinde bulundu. Gültekin, başlangıçta teklifi reddetti; ancak sanığın ısrarı üzerine buluşmayı kabul etti. 6 Temmuz 2020'de saat 15:10 civarında Cemal Metin Avcı, maktul Pınar Gültekin’i Rüya Park AVM önünden alarak, yaklaşık iki kilometre mesafedeki Karabağlar Yaylası'ndaki yayla evine götürdü. Burada maktulü darp ederek ön dişlerini kırdı ve ardından boğazını iple sıktı. Maktulün bedenini canlı iken, baş aşağı şekilde bir varile yerleştirip odunlarla yakmaya çalıştı; ancak varil evin içinde yanmayınca, bahçeye çıkardı ve üzerine benzin dökerek ateşe verdi. Bu sırada, evin bakımını yapan tanıklar Melek ve Ali, yangın tehlikesine karşı Cemal Metin Avcı’yı uyardı; fakat Cemal Metin Avcı, endişe edilecek bir durum olmadığını söyleyerek onları uzaklaştırdı. Saat 19:00 civarında Cemal, kardeşi Mertcan'ı yayla evine çağırdı. Mertcan geldikten sonra Cemal Metin Avcı, kısa bir süreliğine yayla evinden ayrıldı ve bu süre zarfında Mertcan ateşi kontrol etti. Cemal döndükten sonra Mertcan yayla evinden ayrıldı. Ertesi gün Cemal Metin Avcı, varilin içine bir miktar kalekim döküp ağzını balyozla kapattı ve varili aracının bagajına yükleyerek Dirgeme yolu üzerindeki kuru bir dere yatağına attı.

Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Cemal Metin Avcı’ya önce “tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sonra da bu cezada haksız tahrik indirimi uygulayarak 23 yıla düşürdü. Mertcan Avcı ile diğer sanıklar ise beraat etti. Dosyanın istinaf incelemesini yapan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi ise mahkemenin kararını bozarak Cemal Metin Avcı’ya “canavarca hisle öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’ya ise “delilleri gizleme” suçundan 4 yıl hapis cezası verdi.

Bu kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise 2’ye karşı 3 oyla istinafın kararını bozdu. Çoğunluğu oluşturan üç üye, sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğine ilişkin yeterli delil olmadığı, haksız tahrik altında kalarak ve eziyet çektirerek cinayeti işlediğini savundu.

Karara karşı çıkan 2 üye ise sanık Cemal Metin Avcı’ya tasarlayarak canavarca hisle öldürme suçundan verilen cezanın onanması gerektiğini belirtti.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin kararı ve bu karara karşı yazılan karşı oylarda tartışma yaratacak değerlendirmeler yer aldı.

Yargıtay’ın bir insanın canlı canlı yakılmasını “canavarca hisle öldürme” olarak kabul etmemesi kamuoyunda da tepkiyle karşılandı. Oysa, karara karşı çıkan iki üyenin de belirttiği gibi Türk Ceza Kanunu’nun gerekçesinde açıkça, yakılarak öldürmenin canavarca hisle öldürme sayılacağı belirtiliyor. Buna rağmen Daire’nin kararında, Pınar Gültekin’i darp edip boğazını sıktıktan sonra canlı iken yakarak öldüren Cemal Metin Avcı’nın canavarca hisle öldürme suçundan değil, eziyet çektirerek öldürme suçundan cezalandırılması........

© Kısa Dalga