menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu anlamak

12 1
11.09.2025

Çocuklar ve ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), “yaramazlık” ya da “isteksizlik” değildir. Beynin dikkati sürdürme, frene basma ve enerjiyi ayarlama sistemlerinin biraz farklı çalışmasıdır. Belirtiler çoğunlukla iki yerde birden görünür: evde ve okulda. Okul öncesinde “kıpır kıpır”lık, ilkokulda ise ödev, sıra bekleme ve yönergeyi tamamlama güçlükleriyle daha belirginleşir. Ergenlikte dıştaki hareketlilik azalabilir; yerini içeriden taşan huzursuzluk, erteleme ve dağınıklığa bırakabilir.

Bununla birlikte DEHB tanısı almış çocuklar çoğunlukla yaratıcı, sıcak, samimi ve enerjik çocuklardır. Merakları hayranlık uyandıracak derecededir, hızlı düşünürler ve espri becerileri gelişmiştir. Doğru çerçeve sağlandığında sınıfın motoru, ekibin ilham kaynağı olabilirler.

Belirtiler gündelik hayatta nasıl görünür?

“Dikkat eksikliği” dendiğinde çoğu kişinin aklına dalgınlık gelir ama tablo daha somuttur.

Çocuk göreve başlar, iki dakika sonra kalemi açmaya kalkar, sonra arkadaşının silgisine takılır; ödev sayfası açılmıştır ama satırların yarısı boş kalır. Öğretmen “dinlemiyor” sanır; oysa dinlerken bile aklına başka bir düşünce atlamıştır.

“Hiperaktivite” sadece koşup zıplamak değildir; sınıfta minik bir motor çalışıyor gibidir: sandalyede kıpırdanma, ayak sallama, parmakla masaya ritim tutma…

“Dürtüsellik” ise iç sesin “şimdi!” demesidir. Söz kesme, sırasını beklemekte zorlanma, bir anda pat diye cevap verme buna örnektir. Evde kardeşinin oyuncağını izinsiz almak, okulda beklemeden konuşmak; DEHB tehşisi almış çocuklarımızda niyet kötü değildir sadece fren pedalı geç basar.

Gidişat nasıldır, ne zaman fark edilir?

Belirtiler küçük yaşta başlar; akademik ve sosyal beklentiler arttıkça göze çarpar, bu da genellikle ilkokul dönemine denk gelmektedir.........

© Kıbrıs Postası