Saatli Maarif Takvimi hesabı üzerinden sadece 51 gün kalan seçimlerimizle ilgili makale yazmak içimden gelmiyor.

Niye?

Çünkü 19 Ekim seçimleri, gerçek anlamı üzerinden çıkartılmış, sağ-sol popülizm yapılan, içinde hamaset ve boş laflar dışında Kıbrıs sorunu konuşulmayan bir sürece itilmiştir.

Özellikle cümlenin sonunda yazdığım şey cidden çok asaplarımı bozuyor.

Daha da sinirimi bozan şey, iki önemli rakibin aynılaşan sloganlarıdır.

Bu yüzden TDK’ya mektup gönderip “Birlik, birlikte, birliktelik” gibi kelimelerin yasaklanmasını isteyesim var.

“Hep birlikte Hristodulidis’e” çakılan bu korkunç aynılaşma, Türkiye’nin sürece etkisini tamamen ayıklayan, cillop gibi ayıran bu kılçıksız siyaset benim kabul edebileceğim bir durum değildir.

İşte bu can sıkıntıları içinde geçmişte yazdıklarıma bakarken aşağıda okuyacağınız makalemi buldum.

Onu okuyunca daha da sinirlerim bozuldu.

Neden mi?

Her türlü demokrasi dışı işin marifet sayıldığı o seçimin öncesinde, 7 Mart 2020’de yazılan makale, aradan geçen 5 yılda hiçbir ders alınmadığını, konformist-kariyerist tavırların devam ettiğini göstermektedir.

O yüzden de başlığını ufak bir dokunuşla revize edip, “Seçimlerimizin bitmeyen ‘Gılgamış sorunsalı’" olarak değiştirdim.

Keyifli okumalar...

***

Geçen gün çok yakın bir dostumla seçimleri hasbihal ederken, "Böyle Gılgamış politikası yapanlarla bu işler zor" deyiverdi.

O an için ne olduğunu sormadım ama aklıma takıldı.

Siyasi Bilimler mezunu birisi olarak hayatımda hiç "Gılgamış politikası" ya da "politikacısı" diye bir terim duymamıştım.

Benim de her ölümlü gibi bildiklerim, bilemediklerimden az olduğu için araştırdım, yine de bulamadım.

Öyle olunca da, dedim herhalde arkadaşım bana derin bir mesaj verdi de ben anlamadım!

Olabilir, her şeyi anlayacağız diye bir durum yok.

Ama ben (inatçı bir tavırla) anlamaya niyetliydim, onun için de arkadaşımı arayıp sormak yerine kendimce........

© Kıbrıs Postası