AKEL, CTP ve olmaması gereken ayrılıklar…
Geçen akşam Barış Derneğinin ara bölgede düzenlediği ve Eski Müzakereci Özdil Nami ile AKEL Eski Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun konuşmacı olduğu etkinliğe katıldım.
Makalenin başında Barış Derneği ve onun neferlerine selamlarımı ve sevgilerini göndermeyi bir borç bilirim. Herkesin umutlarının bittiği yerde, iyi haberlerin başka bahara kaldığı noktalarda, yağmur-çamur dinlemeden hemen her şekilde çözüm ve barış umutlarımızı diri tutmalarının değeri çok fazladır.
Tekrardan etkinliğe dönecek olursak, iki konuşmacı arasındaki derin vizyon farklılığı aslında iki parti arasındaki derin farklılıkları da göstermesi açısından önemli oldu.
Lafı dolandırmadan devam edecek olursam, AKEL ile CTP, Kıbrıs sorunu konusunda sanıldığı gibi aynı düşünen, aynı yönde hareket eden, ya da edecek olan iki oluşumdur demek pek de doğru olmaz.
Esasında bu durum yeni bir durum da değildir. En basitinden 24 Nisan 2004’e, yani tarihi Annan Planı referandumuna dönecek olursak bunu rahatlıkla çıkarımlayabiliriz.
Ancak hadi eskiye takılıp kalmayı bir kenara bırakalım, şu an gelinen noktada da iki parti arasında bir görüş birliği yoktur.
Bunu iki şekilde savlayıp altını doldurabilirim. Düşünsem örnekleri çoğaltabilirim de.
Mesela tarihler Ekim 2022’yi gösterirken başkanlar düzeyinde yapılan bir görüşmede, iki partinin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda iş birliği içinde çalışacak bir ortak komite kurulmasından bahsedilmişti. Aradan geçen iki yılın sonunda o komite işi yalan oldu. Parti profesyonellerinin rutin yeme-içme buluşmalarını bir kenara koyacak olursak, iki parti arasındaki temaslar da yerinde saymaya devam etti.
Son olarak da iki parti başkanlar düzeyinde geçen hafta bir araya geldi.
Toplantı sessiz sedasız yapıldı ve basına hiçbir açıklama yapılmadan dağıldı.
Ben de kendi paylaşım hesabımdan tam da New York öncesi, adanın en önemli federal çözüm örgütlenmelerinin ortak bir açıklama yapmalarının gerekir diye eleştirilerimi ortaya koydum.
Meğer işler başka noktalardaymış da biz bilemedik!
Geçen akşamki etkinlikte önce Özdil Nami konuştu. Nami, son dönemde CTP bir anlamda tezi haline de gelen ve geçen hafta New York ziyaretiyle birlikte kamuoyuna duyurulan, benim de son makalemde yazdığım 5 maddelik müzakere süreci başlama planını anlattı.
Hatırlatmak gerekirse, federal bir çözüm temelinde, takvimli, hakemli, sonuç odaklı ve en sonunda bedel ödetme yöntemiyle, şu anki statükoya dönmeme arzulayan modaliteden bahsediyorum.
Nami’nin gayet güzel, net, ne dediğini bilen bu anlatımının ardından söz alan Kiprianu ise, bilindik, bayat tezleri ortaya koyarak,........
© Kıbrıs Postası
visit website