Matematiğin sessiz devrimi: Geleceğin toplumları için bir yol haritası
“Matematik, insan aklının evrenle yaptığı en derin sohbetlerden biridir.”
— Prof. Dr. Mehmet Çağlar
Bir çocuğun sorusudur her şeyin başlangıcı: “Neden?”
Matematik, bu soruya verilen en kadim cevaptır. O, yalnızca bir bilim değil; evrenin iç ritmi, doğanın suskun dili, insan aklının kâinata tuttuğu aynadır.
“Matematik, insan zihninin yarattığı en zarif sistemdir. Ondan sonra her şey bir ritim, bir neden ve bir uyanış buldu.”
Bugün geldiğimiz noktada eğitim sistemleri yarış pistine dönüşmüş durumda. Kazananın her şeyi aldığı, kaybedenin yitirildiği bir düzen...
Ama bilmek yetmez; anlamak gerekir. Ezberlemek yetmez; çözüm üretmek gerekir.
Çünkü yaşam, cevapları değil; doğru soruları sorabilenleri ödüllendirir.
Yapay zekânın kararlar verdiği, robotların ameliyat yaptığı, algoritmaların aşk mektupları yazdığı bir çağdayız. Ama insanı insan yapan hâlâ şudur: Soru sormak.
Ve yapay zekâ da yalnızca doğru ve yaratıcı soruları sorabilenleri geleceğe taşıyacak.
“Yapay zekâ öğrenebilir; ama hikmetle düşünemez. O, verilerle yürür; insan ise sezgiyle sıçrar.”
Mevlâna der ki:
“Akıl sonradan pişman olmamak için gereklidir. Ama gönül, yanlış yapmamak için.”
Matematik, işte bu ikisinin birleştiği yerdir. Hem aklı derinleştirir hem gönlü arındırır.
Ancak sınav odaklı, elemeci, niceliği kutsayan eğitim modelleri; öğrencinin içindeki cevheri göremiyor.
Sadece doğru cevabı arayan sistemler, bazen en değerli şeyi, sorunun kendisini kaybeder.
“Bir çocuğa dört işlem öğretmeden önce, onun hayretini beslemeliyiz. Çünkü hayret, öğrenmenin annesidir.”
Matematik, yaşamın mimarisidir.
Bir........
© Kıbrıs Postası
