menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bayram değil, çöküşün sessizliğidir bu

9 9
06.06.2025

Bir halk üretmeden yaşayamaz.
Ve üretmeyen bir halk, önce ekmeğini kaybeder… sonra da onurunu.

Kıbrıslı Türkler artık nefes almakla yaşamak arasındaki farkı iliklerine kadar hissediyor.
Bayram sabahına aç uyanan çocuklar…
Çarşıdan eli boş dönen anneler…
Kiraya, mutfağa, mazota, ilaca yetişemeyen maaşlar…

Bugün değil asgari ücretle geçinmek; hayatta kalmak bile mucizeye dönüşmüş durumda.
Ve biz bu koşullarda bayram kutluyoruz.

Hayat pahalılığı hâlâ 15-20 yıl öncesinin tüketim alışkanlıklarına göre hazırlanmış sepetlerle ölçülüyor.
Oysa halkın ihtiyaçları değişti, zorunlu harcamalar arttı.
Artık mesele enflasyon değil, yaşamın ta kendisi.
Hayat pahalı değil sadece — hayat adaletsiz hâle geldi.

Yönetemeyenler hâlâ “vatan, millet, Mesarya” ve “bayrak, ezan” nutukları atıyor.
Oysa bu halk laik, demokrat, inançlara saygılı bir halktır.
Atatürk milliyetçiliğini daha İngiliz sömürge yönetimi altındayken benimseyerek kimliğini var etmiş bir halktır.

Ancak milliyetçilik kisvesi altında halkı korkutmak, susturmak, “beğenmeyen gider” diyerek tehdit etmek bir “ahlâksız” yönetim biçimidir.

Bugün kendi ülkesinde giderek daha da yabancılaşan bir halk durumuna dönüştürüldük.
Demografik yapı bilinçsizce, plansızca ve kasıtlı biçimde değiştiriliyor.
Sermaye sürekli el değiştiriyor.
Mülkiyet sorunu her geçen gün kangrenleşiyor.
Toprak elden gidiyor.
Narenciye bahçeleri kesiliyor, üretim alanları betona teslim ediliyor.
Türkiye’den gelen su plansızlık nedeniyle verimli kullanılmıyor.
Güzelyurt’ta, bahçeler bir bir yok oluyor. Beton yükseliyor.

Sağlıksız bir sağlık sistemi, eğitimsiz bir eğitim düzeni, çökmüş altyapı…
Sendikalaşamayan özel sektör, ayakta kalamayan esnaf, emeği değersizleşmiş işçi…
Toplu ulaşım fanteziye dönüştü; sokakta, trafikte bile can........

© Kıbrıs Postası